Altı yıl aranın ardından dördüncü stüdyo albümü 30 ile geri dönen Adele, kalp kırıklıklarını ve bütün duygularını gerçekçi ve tavizsiz bir şekilde yine bizimle paylaşıyor. Albümlerini hayatının dönüm noktalarına göre adlandıran Adele’in, bu albümünü 30 olarak adlandırmasının nedeni ise oldukça net: 2019 yılında, yani 30 yaşındayken eşi ile yaşadığı ayrılık süreci, bu sürecin oğlu Angelo üzerindeki etkileri ve yeni ilişkisi. (Yazar: Hazal Yıldız)
Kendisi de zaten röportajlarında boşanma kararını, bu süreci ve hislerini küçük oğlu Angelo’ya açıklamak için 30 ismini verdiğini söylüyor. Albümün ilk parçası olan Strangers By Nature sanki bir müzikalin açılışını yaparcasına başlıyor. Zaten albüm sanki bir müzikali izliyormuşuz hissi veriyor. Çünkü bütün hikayeyi sırasıyla baştan sona dinliyoruz. Kalbini artık ölmüş aşklarla dolu bir mezarlığa benzeten Adele’in yasına, dramatik kilise orgu ve yaylılar arkadan eşlik ediyor. Bu retro ve melankolik açılıştan sonra Adele “Peki öyleyse, işte hazırım” diyerek hikayesini anlatmaya albümün çıkış parçası da olan Easy on Me ile devam ediyor. Piyano liderliğindeki şarkının sözlerinden de anlaşılacağı üzere, oğlu Angelo için neden babasından ayrılmaya ve ikisi için yeni bir yol seçmeye karar verdiğini açıklamaya çalışırken yazılmış olduğu çok belli. Albümün en hisli şarkılardan biri olduğunu düşündüğüm My Little Love ise sonuçlarıyla boğuşmakta olan bu kadar genç birine boşanmayı açıklamanın ne kadar zor olduğunu ele alıyor. Adele ve oğlu arasında geçen diyalogların yer aldığı bu parçada, aralarındaki masum ve tatlı sohbetin ardından Adele, Angelo’ya söyleyemediği içsel hislerini anlatarak ve ağlayarak içini döküyor. Cry Your Heart Out ise değişimin her zaman üzücü olmadığını, yeni birine dönüşmenin de mutluluktan ağlanacak bir sebep olduğunu anlatıyor. Bu yüzden melodi ve şarkı sözleri arasındaki uyum başarılı olmuş. Hemen arkasından gelen Oh My God ise bir önceki şarkının devamı niteliğinde ama tam tersi bir anlamda. Yüksek temposu ve sözleriyle depresyon sonrası gelen kendine güveni ve netliği bu şarkıda görebiliyoruz. Albümün bir diğer öne çıkan şarkılarından olan gospel tarzındaki I Drink Wine’da Adele kendine öğütler veriyor. “Bu yüzden umarım kendimi aşmayı öğrenirim / Başka biri olmaya çalışmayı bırak.” Jazz sanatçısı Errol Garner’ın büyüleyici piyanosunun yer aldığı All Night Parking, diğer şarkıların aksine yeni aşkını ve bu aşkın onda yarattığı heyecandan bahsediyor. Bu şarkı ile birlikte albüm iki kısma ayrılıyor sanki. Woman Like Me, Hold on ve To Be Loved şarkılarından da anlaşılacağı üzere daha çok kendine öğütler verip cesaretlendirdiği bir bölüm olmuş. Albümün kapanış şarkısı olan Love Is a Game’de ise geçmişte yaşadığı kalp kırıklıklarından sonra artık oyunun kurallarını bildiğini ve tekrar sevmeye hazır olduğunu söylüyor.
Adale’ın 30 adını taşıyan yeni stüdyo uzunçaları 19 Kasım ’21 tarihinde Columbia Records aracılığıyla yayımlandı.
Bütün hikayesini baştan sona paylaşan Adele, bir kez daha derin duygularını zarif bir şekilde söz ve müzik ile birleştirmiş. Bununla kalmayıp müzikal açıdan yenilikçi dokunuşlardan da kaçınmamış. 30’un oldukça hisli ve özel bir albüm olduğu oldukça belli. Eminim herkes dinlerken kendisiyle özleştirdiği yerler olacaktır. Sadece, 21 albümünü geçeceğini pek sanmıyorum ama yine de kulak vermeye değer.