Hayatın ne kadar berbat olduğuna dair şarkılar söyleyen bir sürü müzisyen var. Duymak istediğimiz gerçekten de bu mu? Belki farklı tercihler yapsaydık şu an farklı yerlerde olabilirdik ama elimizde olan hayat tam olarak şu an içinde bulunduğumuz.
This Is The Life’la kendini tanıtan Amy Macdonald yeni albümü Under Stars’da Atlantis gibi dibe çökmüş bir hayatı tekrar inşa etme dersi vermek istiyor. Amacı oldukça şaşaalı olsa da yöntemleri sorgulanabilecek klasiklikte. Albümün ilk şarkısı Dream On heyecanlandıran bir introya sahip ve daha ilk anda Amy Macdonald’ın o tanıdık soundu kendini belli ediyor. Sözler devreye girince ise kalp acısı çeken bir kadının “I’m better without you” diye bağırışlarını duyuyoruz. Güçlü bir başlangıç ama kesinlikle şaşırtıcı değil. Kaldı ki bir albümü Aerosmith’in efsane Dream On parçasıyla aynı ismi taşıyan bir şarkı üzerinden başlatırsan beklentiyi de artırırsın. Bu beklentinin içinde dinleyicinin karşılaştığı tipik bir Eurovision şarkısı olursa çalışmanın geri kalanı merak uyandırmayabilir. Albüme ismini veren Unders Stars ise folk sevenleri tatmin edecek bir çizgide ilerlerken bir yandan da Amy Macdonald’ın kendi kafasının içinde sıkışıp kaldığını hissettiriyor. Neyse ki onu takip eden Automatic ve Down by the River albümün kurtarıcıları. Özellikle Down by the River aşkı çok iyi tasvir eden bir balad. Sözler ve enstrümanlar da Macdonald’ın sesiyle inanılmaz bir uyum yakalamış. Yirmi dokuz yaşındaki sanatçı albüm üzerinde iki buçuk yıl çalışmış ve ortaya çıkan sonucun bu kadar emeğe değdiğini düşünüyor. Oldukça da umutlu olsa gerek, albümdeki Never Too Late karanlıktan çıkıp bir yağmur damlası gibi özgür olmayı anlatıyor. Amy aynı bu şarkıda olduğu gibi albüm boyunca hayatından birçok kesit sunmuş. Sözcüklerle de oynamamış. Cam gibi ne yaşadıysa yalın haliyle karşımızda. The Rise & Fall, The Contender, Prepare to Fall… Hepsi hayaller, düşüş ve her şeyin güzel olacağına dair inançla ilgili. Albümün son şarkısında artık bu inanç doruk noktasında ve parlamaya hazır. Under Stars aynı temaya sahip şarkılar ve keskin geçişlerden oluşan bir çalışma. Dinlerken olayı kavratıyor ama içine hapsedemiyor. Özellikle ani inişler ve çıkışlar kulağınızı tırmalayacak.