“Anlatacak çok hikayem var”

Röportaj|

Begüm Tarako’nun 7 ismini taşıyan ikinci stüdyo albümü geçtiğimiz günlerde DMC aracılığıyla yayınlandı. Tarako ile bir araya geldik ve uzun süredir üzerinde çalıştığı bu yeni albümüyle ilgili detayları konuştuk.

Yeni albümün aynı zamanda bir öykü çalışmasını barındırıyor. Bu fikir nasıl çıktı ortaya?

Konsept bir çalışma olsun istiyordum. Yazı mı yoksa resim mi ağırlıkta olmalıydı, emin değildim. Ama konsept albüm fikrim vardı. Sonra öyküler çıktı ortaya. Günlük gibiydi o notlar. İçimi döktüğüm satırlardan oluştu her biri. Sonra o yazıları Serkan Murat Kırıkçı’ya gönderdim. Hiç tanışmıyorduk. Ama yine de onun görüşlerine güveniyordum. Beni ilerleten ve konsept fikrine yaklaştıran da onunla birlikte bu öyküleri düzenlemek oldu. Merve Özyılmaz da illüstrasyonları üstlendi.

7 üzerine kaç yıldBegüm-Tarako-Albüm-7ır çalışıyorsun?

Gezi dönemi sonrasından itibaren diyebilirim. Zaten o günlerdeki haletiruhiyemin notlara, öykülere sirayet ettiğini söylemek gerek.

İlk albümün Aklımın Oyunları çıktıktan hemen sonra ikinci albüm süreci başladı o halde.

Evet doğru. Biraz acele ettim mi, bilmiyorum. Şu an elimde iki albüm var ve hiç konser vermedim. Bir tek lansman oldu. Bence bu benim için bir avantaj. Anlatacak çok hikayem var. Çünkü ilk şarkılarımı da tüketmiş değilim.

İlk albümüne gerektiği kadar alan açılmadığını düşünüyor musun?

2013’ün ikinci yarısında müzikte neredeyse her şey durmuştu. Aklımın Oyunları da o günlerde çıkmıştı ve doğrusunu istersen ne albüme, ne de şarkılara pek odaklanamadık. Ön hazırlığı tam beş yıl sürmüştü, elbette üzerine daha fazla yoğunlaşmayı isterdim. Ama dediğim gibi ülke gündemi de zorluydu. Geriye bakmıyorum bu konuda.  İçimden gelen yeni şeyler vardı ve ben de onları durdurmadım. Albümün tüm detaylarını oluşturduktan sonra DMC ile görüştüm ve olumlu geri dönüş aldım. Sonuçta da bu albüm çıktı ortaya.

Albümde kapanıştaki enstrümantal Uçsuz Tango dahil siyaha yakın ve içine kapanık şarkılar çoğunlukta. Yine o dönemin etkileri diyebilir miyiz?

Yakınımdaki insanlar bana “neden majör şarkılar yapmıyorsun” diyorlar. Majörden kasıtlarının ne olduğunu biliyorum. Bahsettikleri mutlu ve daha pop ve daha sade şarkılar. Ama son birkaç yıldır yaşadıklarımız bana bunu hissettirmiyor.

Neler hissediyorsun son yaşananlarla ilgili?

Üzülüyorum. Gerginiz ve moralimiz bozuk bir halde yaşıyoruz. Toplum olarak rutin yaşantımızda ayrışmalar var artık. Ne olursa olsun kanıksıyoruz. Bundan yıllar önce olsa şaşıp kalacağımız gelişmeler şimdi normal geliyor. Tüm bunlar içimize kapanmamıza da yol açtı. Yine de ben kesinlikle umutsuz değilim. Çıkış olacak. Sana tuhaf gelebilir, ama gelecekten umutluyum. Evet, 7′deki şarkılar  kendi dünyasında biraz da içe dönük hikayeler barındırıyor. Çünkü hissettiklerim ve anlatmak istediklerim bunlardı. 

7’nin sound’unu nasıl değerlendirirsin? İlk albümüne kıyasla farklılık içerdiği çok açık. Senin açından tam olarak nerede duruyor?

Benim gitmek istediğim yön elektronik, folk ve indie rock taraflarıydı. Bu geçişlerin hepsini aklımda tasarlamıştım. Sen de tahmin edersin ki artık bu sound tanımları birbirine karışmış vaziyette, ama genel olarak bu tarzlara yaklaşmak istedim. İlk albüm daha karmaşıktı, farklı yerlere aynı anda ulaşmaya çalışıyordu. Şimdiden bakınca görüyorum bunu. 7’nin ise daha net olduğunu düşünüyorum. Zamanla değişiyorsun. Dinlediklerin değişiyor. Yeni sesler keşfediyorsun. Tüm bunlar da yaptıklarına yansıyor elbette. Kişisel olarak yıllar içinde aynı tarzda ilerlemek isteyen biri değilim. O da bir tavırdır, ama ben değişmenin gerekliliğine inananlardanım. 7 de bunun şimdilik son örneği.

Bir önceki albümde sekiz şarkı vardı. Bunda da yedi. Burada bir alt mesaj seziyorum (gülüşmeler)

Sen hayatımda tanıdığım en dikkatli insanlardan birisin. Madem bunu sordun, en başından anlatmalıyım. Samimi olmak gerekirse bilinçli bir hareket değildi. “İlkinde sekiz şarkı vardı. Hadi burada da yedi yapalım” demedim. Ama kayıtlardan sonra buna dikkat ettiğimde bunun kariyerimde geniş bir konsept yaratacağını düşünmeye başladım. Şu anda da var bu aklımda. Bir sonraki albümde altı, sonrakinde beş ve en sonunda da uzun süreli tek parçalık bir kayıt fikri bu. Neden olmasın? Yapabilirim bunu.

Toplam şarkı sayısı albüm adıysa buna çoktan başlamışsındır belki de.

Olabilir tabii. (gülüşmeler) Bunun dışında albüm 7 adını taşıyor evet, çünkü içerikten hiçbir şarkıyı öne çıkarmak istemedim. Hepsi bütünün bir parçasıdır. Ne Uçsuz Tango, ne de Suretler albümü tek başına tanımlıyor. Tüm şarkıların anlattığı topyekun bir hikaye var. İşte o hikayedeki karakterin adıdır 7.

Comments are closed.