Bill Fontana’nın İstanbul Boğazı’na ismini veren İo’nun mitolojik hikâyesine atıfla adlandırılan ses/video yerleştirmesi İo’nun Yeni Sesi ve Notre-Dame Katedrali’nin çan seslerini canlı bir bağlantıyla Paris’ten İstanbul’a taşıyan ses yerleştirmesi Sessiz Yankılar: Notre-Dame, 4 Aralık ’22 tarihine kadar Arter’de sergileniyor.
Arter’in Bill Fontana’ya özel sipariş ettiği İo’nun Yeni Sesi isimli yerleştirme, sanatçının İstanbul Boğazı’nın çeşitli noktalarında ve Şerefiye Sarnıcı ile Yerebatan Sarnıcı’nda gerçekleştirdiği video ve ses kayıtlarını temel alıyor. Sessiz Yankılar: Notre-Dame ise Paris’in simgesel yapılarından Notre-Dame Katedrali’nde yer alan ve 2019’daki yangın neticesinde sessizliğe mahkûm kalan dev boyutlardaki on adet çanın mistik seslerini yeniden duyulur kılıyor.
Arter’in Sesli Dizi serisi kapsamında Melih Fereli küratörlüğünde gerçekleştirdiği beşinci sergisi, kurumun Bill Fontana’ya özel sipariş ettiği İo’nun Yeni Sesi isimli çok kanallı ses/video yerleştirmesini Karbon’da izleyiciyle buluşturuyor. Dünya prömiyerini Arter’de yapan İo’nun Yeni Sesi, kırk yılı aşkın bir süreyi kapsayan sanatsal üretimi boyunca gündelik hayatımızı çevreleyen gizli müziğin inceliklerini açığa çıkaran sanatçının Türkiye’deki ilk kişisel sergisi olma özelliği de taşıyor. Fontana’nın, bir sesin “ürettiği” imaja ve bir imajın “yarattığı” sese yönelik araştırmalarına odaklanan Acoustical Visions [Akustik Görüntüler] başlıklı serisine önemli bir ekleme niteliği taşıyan bu etkileyici eser, serginin yapımı ve yapıtın Arter Koleksiyonu’na dahil edilmesi süreciyle ilgili finansman ihtiyacının tümünü karşılayan Grundig’in değerli katkılarıyla izleyiciyle buluşuyor.
İo’nun Yeni Sesi için Bill Fontana’nın 8 kanallı dijital kayıt cihazı, akustik mikrofonlar, hidrofonlar ve ivmeölçerlerden oluşan taşınabilir kayıt stüdyosu aracılığıyla İstanbul’da topladığı ses verilerinin yeniden konumlandırılması, bu seslerin gece hoparlörlerle Yerebatan Sarnıcı’nda yayınlanması yoluyla gerçekleştirildi. Böylece yapının devasa boşluğundan/kubbelerinden çok çeşitli yankılar elde edilerek sanatçının yeni(den) ses(lendirme) adını verdiği bir yöntemle nihai kompozisyon olarak kaydedildi.
Arter’in performans salonlarından Karbon’un gelişmiş teknik altyapısı sayesinde ziyaretçilerin zaman ve mekân algısını kuşatan İo’nun Yeni Sesi, Boğaz’daki ve Şerefiye Sarnıcı’ndaki kayıtlara dayanılarak gerçekleştirilmiş işitsel ve görsel kompozisyonlardan oluşan duyumsal ve dinamik bir dünya yaratıyor. Ziyaretçiler Karbon’a girer girmez karşı duvarda Şerefiye Sarnıcı’ndan görsellerin yer aldığı çok büyük bir projeksiyon perdesine doğru yönlendiriliyor. Serginin bu katmanında görselliğe ilâveten, Fontana’nın Şerefiye Sarnıcı’nda yaptığı ambisonik ses kayıtları bu duvara yakın konumlanan sekiz hoparlörlük bir matris üzerinden duyuluyor. Karbon’un mîmârisine mükemmel şekilde uyarlanmış “patlamış bir küpü” andıran perdeler üzerinde sunulan imajlar ve mekânla bütünleşmiş ses çeşitliliği ise, sanatçının farklı yerlerden elde ettiği verileri hem ses hem de görüntü bağlamında araştırılmaya değer son derece büyüleyici bir mecra olan su aracılığıyla bir araya getiriyor.