Beirut – No No No

Albüm Kritik|

Kariyerinin erken döneminde yayımladığı şarkılarla folk müziğin dikkate değer isimlerinden biri olmayı başardı Beirut. Yepyeni uzunçaları No No No’da bir kez daha dinleyicisini etkilemeyi başarıyor.

New Mexico çıkışlı grubun lideri Zach Condon, Amerikanvari pop aksanına meyletmek yerine bir Avrupa ziyareti sırasında tanıştığı balkan ezgilerinin peşinden gitmeyi seçmişti. Bu tercih kısa sürede ona büyük kapılar açtı. Sadece ona değil elbette. Zira en başta solo bir proje gibi nitelendirilse de, ilerleyen yıllarda bir ekip kimliğine büründü ve kalabalık kadroda bulunan her üyeden güç aldı Beirut. İlk albüm Gulag Orkestar’dan başlayarak zengin enstrüman kullanımıyla Balkan coğrafyasının insanlığa armağan ettiği ritimlerin izini sürdüler. Kendilerine binlerce kilometre uzak bir yörenin acılarını bizzat yaşamamışlardı, ama o acılardan filizlenen müziği hissettiler. Zaten mesele buydu. Sonraki albümlerde güncel akımlara yaklaştılar, pop tonlarını hatırladılar ve yeni şeyler denediler. Ancak onların şarkıları hep sade ve samimi bir hattı korudu. Geçtiğimiz günlerde 4AD aracılığıyla servis edilen son uzunçalar No No No da işte bu sade kültürü devam ettiriyor. Ayrıca bu yeni şarkılara uğradığınızda öncekilere göre daha hafif ve daha rahat bir ekip buluyorsunuz. Albüme adını veren parçanın yanı sıra Pacheco ve dört numaradaki August Holland’a da değinmek lazım. Keskin vokal yüklenmeleriyle albümün lider anlarına ulaşıyorlar çünkü. Kapanışa yakın ses veren Fener ise piyano sekanslarıyla ‘60’lara güzel bir selam bırakıyor. Zach ve ekibi alt kanaldan elektronik seslere de yer açmışlar bu kez. Bu da albüme basit ama mühim bir derinlik kazandırmış. Albümde ilerlerken bir an için yüklerinden kurtulmuş, acısız bir dünyaya inanası geliyor insanın. Hiç şüphe yok ki Beirut yeni albümü No No No ile başka bir evrene doğru kaçış imkânı sunuyor.

Comments are closed.