Bazı albümlerin değeri aslında üzerinden biraz zaman geçtikten sonra anlaşılıyor. Sıcağı sıcağına dinlerken gözden kaçan pek çok detay sonrasında ortaya çıkıyor. Bazı şeyleri sindirip, demlendirip keşfetmek bazen daha güzel. Billie Eilish’in ikinci albümü Happier Than Ever için de aynı şey geçerli diyebiliriz. Temmuz ayında yayımlanan albümü bugün dinlerken neler hissediyoruz?
Biliyoruz ki Billie aslında bu kadar büyük bir popülerliği beklemiyordu. Daha karanlık sularda yüzüyor, belki de daha düşük bir profil çiziyordu. Kafaya taktığı pek çok şey vardı. Ama ona beş Grammy ödülünü daha on sekiz yaşında getiren ilk albümünün başarısından sonra bundan kaçamayacağını anladı. Tabii yazdığı şarkılar biraz da ona yük olan şöhret ve onun getirdiği korkular karşısında kaleme aldıkları olacaktı bu kez. Happier Than Ever yer yer yorgun, sakin, dürüst ve caz hissinin daha belirgin olduğu bir pop albümü. İlk albümde dinlediğimiz gençlik sayıklamaları, yatağın altına gizlenmiş canavarlar gibi göndermeler yok bu kez. Kırık bir kalp, duygu manipülasyonları, yeni hayatın getirdiği yeni yüzleşmelerle büyümüş ve sakinleşmiş bir Billie var karşımızda. Her ne kadar albümde My Future, Therefore I Am, Lost Cause gibi şarkıların yanında gölgede kalmış gibi görünse de (45 milyon Spotify dinlemesi nasıl bir gölgede kalmaksa) favorim I Didn’t Change My Number oldu. Şarkının girişindeki “rorlamalar” mesela, kavga ederken sevgilisinin anlaşılmayan sözlerine bir gönderme. Bu bir ayakta kalma çağrısı, numarasını değil de inandığı kişiyi değiştirdiğini söylediği ve kaçmaktansa yüzleşmeyi tercih ettiği bir manifesto aslında. Söz konusu sevgilinin rapçi Brandon Adams olduğunu magazin basınından biliyoruz tabii. Bu noktada albüme adını veren şarkıya da gelelim: Happier Than Ever. Klibinde sular altında kalan bir evde izliyoruz Billie’yi. Gerçekten de dublör kullanmadan sular altında bizzat ıslanıyor ve diyor ki “İçindeyken yaşadığınız durumların ne kadar kötü olduğunu fark etmezsiniz, ta ki bir gün kapıyı açtığınızda sular altında kalıncaya dek.” Senaryosunu kendi yazdığı, yönetmenliğini kendi yaptığı klibinde anlattığı hikâyenin hemen hemen tüm albümde ana fikir olduğunu söyleyebiliriz. Ağabeyi Finneas’ın da büyülü dokunuşlarıyla başka bir yerde konumlanıyor bu albüm. NDA’in altyapısını bir daha dinlemelisiniz.
Billie Eilish’in Happier Than Ever adını taşıyan yeni stüdyo uzunçaları 30 Temmuz ’21 tarihinde Interscope Records aracılığıyla yayımlandı.
Billie bu albümde geçmişin utanç verici, geleceğin çok uzak, şimdininse sadece yorucu olduğunu söylüyor özetle. İlk albümdeki enerjik, karanlık ve daha deli şarkıları bana daha çok hitap ediyor. Ama biliyorum ki bu bir yolculuk. Billie’nin bundan sonra ne yapacağını bekleyip göreceğiz.