“Bir çocuk gibi özgür bir albüm”

Röportaj|

Modern folk / alternatif pop tavrını yansıttığı sounduyla dikkatleri üzerine çeken Barlas Tan Özemek ile müzikal kariyerini, onu üretmeye iten ilham kaynaklarını, debut stüdyo uzunçaları Yalancılar Kahvesinde’yi ve gelecek planlarını konuştuk.

Öncelikle ilk solo albümün Yalancılar Kahvesinde için tebrikler! Neler hissediyorsun, nasıl tepkiler aldın?

Teşekkür ederim, rahat ve motive hissediyorum. Albümüm çıkalı iki ay olmasına rağmen yüksek bir duruş sergilediğini ve insanları etkilediğini geri dönüşlerden okuyabiliyorum ve bu durum motivasyonumu artırıyor. Yıllarca albümlere müzik prodüktörlüğü ve aranjörlük yapmış biri olarak kendi şarkılarımın bir standarda konumlandığını görmenin beni ayrıca tatmin ettiğini söyleyebilirim.

İlk teklin Ayna Kırıldı ve ilk solo albümün Yalancılar Kahvesinde arasında geçen süre boyunca neler değişti? İlk teklinin ardından sekiz şarkılık bir albüme evriliş sürecini bir dönüşüm olarak da adlandırabilir miyiz?

İşin aslı müzikal arayışlar ve yeni  müzikal deneyler yapma arzusu her an değişmeye itiyor beni. Ayna Kırıldı ve Yalancılar Kahvesi arasında geçen sürede yeni ilham kaynakları ve yeni arayışlar edindim kendime. “Ben buyum ve böyle müzik yaparım!” demek bana sıkıcı geliyor açıkçası. Yazdığım şarkıların en rafine hallerinde eminim benzerlikler vardır. Ancak şarkıyı düzenleme safhasında her zaman yeni keşifler ve yeni heyecanlar beni bekliyor olacak. Değişim ve dönüşüm bu albümün özgün olmasındaki itici güç diyebiliriz.

Yalancılar Kahvesinde oldukça sade fakat bir o kadar da girift bir albüm. Özellikle de ustalıklı söz yazımından doğan bir katmanlılık var. Her dinleyişte yeni tatlar yakalamak mümkün. Hangi kaynaklardan beslendin, sana neler ilham verdi?

Çocukluğuma ve özüme dair hatırlayabildiğim her doku, his, renk ve ses bu albümde vücut buldu diyebilirim. “90’ların İstanbul’u” güçlü bir referans bence bu albüm için. Ama bir dönemi veya bir söylemi temsil etmediği de bir gerçek. Bir çocuk gibi özgür bir albüm. Genel geçer referanslar ve janralar içine sığmadığını düşünüyorum. Bu şarkıları yazarken göz önünde bulundurduğum yegane gerçek onları hayatımın sonuna kadar utanmadan sıkılmadan çalabilmek ve evladiyelik olmalarını istememdir.

[spotifyplaybutton play=”https://open.spotify.com/album/4YQjsw2K8w9d43Bl7Tuht0″/]

Prodüktör, aranjör, besteci, icracı… Müzikal kariyerine baktığımızda Bülent Ortaçgil, Sezen Aksu, Korhan Futacı ve Kara Orkestra, Marika, Yasemin Mori, Gaye Su Akyol gibi önemli projeler görüyoruz. Tecrüben Yalancılar Kahvesinde’ye nasıl yansıdı? İlk solo albüm heyecanının yarattığı bir acemilik hissiyatı oldu mu?

Bildiğim her şeyi unutmuş gibi hissedip bunun tadını çıkardım açıkçası. Elbette tüm yaşadıklarım, çalışmalarım, çalıştığım insanlar besledi, büyüttü beni ama artık kendi sesimi bulmam gerekiyordu. Bu anlamda da, benim için yepyeni bir keşifti bu albümün yapım süreci, geri dönüşlerden anladığım kadarı ile dinleyici üzerinde de benzer bir etki bırakıyor.

Az önce de değindiğim gibi yıllar boyu İstanbul müzik sahnesine emek vermiş, tecrübeli ve değerli bir müzik insanısın. Yerli alternatif sahnedeki gelişmeleri nasıl yorumlarsın?

Heyecan verici ve hayallerimi zenginleştiren, bana ilham veren bir üretim söz konusu yerli alternatif sahnede. Bir kültür mirasına dönüşebilmesi ve aktarılabilir olması önemli benim için. Onu da zaman gösterecektir. Ama sinyaller ve göstergeler umut verici.

Albümde yer alan her parçanın kendine ait bir hikaye barındırdığı aşikar. Fakat senin için de çok özel olduğunu düşündüğüm bir şarkıdan ilerlemek isterim. Ercüment Ortaçgil’in kayıtlarından esinlenerek bestelediğin Şarkıcı’nın ortaya çıkış süreci nasıl gelişti?

Ercüment Ortaçgil’den bana bir ayakkabı kutusu dolusu kaset miras kaldı. Bu kasetlerde kendisinin ’84 – ’87 yılları arasında yaptığı besteler kayıtlıydı. Küskünlük hisleri ile kenara atılmış bir ayakkabı kutusunun içinde çürümeye bırakılmış kasetlerden, hayatım boyunca dinlediğim en etkileyici müziklerin çıkması sonucu bu besteleri ve müzikal fikirleri hatmettim. Bana kattığı zenginliği kelimelerle ifade etmem zor. Ama müziğime yansıdığını söyleyebilirim.

Bir seçim hakkı sunulsa hangi müzisyen/grup ile bir albüm kaydetmek isterdin?

Taksim Trio.

Son olarak gelecek planlarından bahsedelim, üzerinde çalıştığın yeni projeler var mı? Ufukta kesinleşen konser tarihleri varsa paylaşabilir misin?

Öncelikle konserler. 20 Aralık’ta Nayah ve 29 Aralık’ta HerkesTek ile Moda Sahnesi’ndeyim. Bunu geçtikten sonra, üzerine heyecanla kapanıp çalıştığım yeni bir müzik projesinden söz etmeliyim: Adı Lalalar. Dostlarım Ali Güçlü Şimşek ve Kaan Duzarat ile yarattığımız bir grup. 5 Ocak’ta Demonation Festivali kapsamında Babylon’da ilk kez sahneye çıkacağız. Son dönemlerde beni çok heyecanlandıran bir proje. Önümüzdeki ay yeni albümüm için kayıtlara girmeyi ve gelecek yıl yayınlamayı planlıyorum. Ayrıca, henüz adını açıklayamayacağım prodüksiyonlarım sürüyor. Çok çalışıyorum yani. (Gülüyor)

Fotoğraflar: Aylin Güngör

Comments are closed.