Birçoğumuz onu Black Orchid isimli parfümünden tanıyoruz. 2006 yılında ortaya çıkıp kısa sürede ikonik bir koku haline gelen parfüm bilinenin aksine Tom Ford’un özünü oluşturmuyor. O Black Orchid’i yaratan adamdan çok daha fazlası.
Thomas Carlyle Ford’un hikayesi 27 Ağustos ’61 tarihinde gözlerini oldukça sıcak bir Austin sabahına açmasıyla başlıyor. Emlakçı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ford çocukluk zamanlarını Austin’in yaklaşık elli kilometre dışında kalan San Marcos’ta ve Houston’ın banliyölerinde geçirdi. Henüz altı yaşındayken yaşadığı evin eşya tasarımına müdahale eden Thomas bunun yanı sıra annesi Shirley Burton’ın kıyafetleri hakkında da ona ilginç tavsiyelerde bulunuyordu. Bunlar sanatın birçok dalında başarılı bir insan olacağının adeta ayak sesleriydi.
On bir yaşında ailesiyle beraber Santa Fe’ye taşındı. Burada Santa Fe hazırlık okulunu bitirdikten sonra on altı yaşında sanat tarihi okumak için New York’a taşındı. New York Üniversitesi’nde aldığı eğitim sırasında Ian Falconer ile tanıştı. Falconer onu ilk kez Studio 54 ile tanıştırdı. Bununla beraber Falconer bunu yaparken muhtemelen Ford’un disko çağının cazibesinden muazzam bir ilham alıp ileride yapacağı tasarımları şekillendireceğini tahmin etmemişti. Artık işi ev eşyalarının tasarımının ve anne kıyafetlerine yorum yapmanın ilerisine taşımanın zamanı gelmişti.
Bunun ilk adımını mezun olmadan önceki bir buçuk yılını Paris’te geçirerek attı. Paris’te Chloé’nin basın ofisinde stajyerlik yaptı. Son yılında The New School’da moda dersleri de almaya başladı fakat mimarlık bölümünden mezun olarak eğitim yaşantısını noktaladı. Mezun olur olmaz moda sektöründe iş aramaya başlayan Ford defalarca olumsuz geri dönüş aldı. Kendisine sunulan nedenler arasında Chloé’de yapmış olduğu stajın düşük profilli olması ve lisans derecesinin mimarlık olması da vardı. Ford hiçbir zaman inancını kaybetmedi. Bir spor markasında iş bulma umuduyla bir ay boyunca neredeyse her gün Amerikalı tasarımcı Cathy Hardwick’i telefonla aradı. En sonunda Hardwick kendisiyle mülakat yapmayı kabul etti. Hardwick bu mülakatı şöyle anlatıyor: “Açık konuşmak gerekirse hiç ona umut verme niyetinde değildim. Mülakat sırasında en çok beğendiği Avrupalı tasarımcıları sordum. Cevap olarak Armani ve Chanel dedi.”
Bu mülakat sonucunda işi alan Ford, Hardwick’in yanında iki yıl boyunca tasarım asistanlığı yaptı. Hardwick işi aldıktan belli bir süre sonra Ford’a mülakat sırasında neden Chanel ve Armani’yi beğendiği sorusunu yöneltti. Ford’un yanıtı kıvrak zekasının imzası niteliğinde idi: “Çünkü o gün Armani giyiyordun.” İki yıl Hardwick ile çalıştıktan sonra başka bir spor giyim markası olan Perry Ellis’e geçti. İki yıl da orada çalıştıktan sonra Amerikan markalarında çalışmaktan bıktığını fark etti. Ford bu durumu The New York Times’a verdiği mülakatta şöyle açıklamıştı: “Kendi kültürüm beni engelliyordu. Amerika’daki tek amaç şık olmak. Avrupalılar ise tarza sahip olmayı takdir ediyor.”
O sıralarda Gucci finansal sıkıntılarla boğuşuyordu. Şirketin o dönemdeki yaratıcı yönetmeni Dawn Mello işe Tom Ford’u aldı. Başta yalnızca kadın hazır giyim ürünlerinden sorumlu olan Ford kısa sürede yükselişe geçti. İlk altı ayını tamamladıktan sonra önce erkek kıyafetleri ve ayakkabıları tasarlamaya başladı. 1993 yılına geldiğimizde Ford aralarında hazır giyim, parfüm ve reklamın da dahil olduğu on bir iş kolundan sorumluydu ve günde on sekiz saat çalışıyordu. Tom Ford, Gucci’den ayrıldıktan sonra 2006 yılında kendi markasını kurdu. Ürün gamını gözlük, parfüm ve ağırlıklı olarak erkek giyim oluşturuyordu. Markasının müşterilerini “Kültürlü, sık seyahat eden ve yüksek gelire sahip kişiler” olarak tanımladı.
Yeri gelmişken parfümleriyle ilgili ilginç bir anekdot da verelim. Fucking Fabulous isimli parfümünün ambalajdaki “fucking” kısmı bazı ülkelerde sansürlendi. Türkiye de o ülkelerden biri. Parfüm şişesindeki kelimeyi bile sansürleyen zihniyet umarım yakın zamanda Carolina Herrera’nın Good Girl’ünün stiletto şeklindeki şişesini ya da Jean Paul Gaultier’in Scandal isimli parfümünün kapağındaki kadın bacaklarını tahrik unsuru olarak sayıp sansürlemez. Ford 2011 yılında Michelle Obama’nın Buckhingam Sarayı ziyaretindeki elbiseyi tasarladı. Yeri gelmişken Tom Ford’un demokrat olduğunu belirtmekte fayda var. Amerika Birleşik Devletleri’nin 2003 yılında Irak’ı işgal etmesiyle ilgili olarak “Amerikalı olmaktan utanmaya başladım” deyip büyük bir tartışma yaratmıştı. Tom Ford her ne kadar zamanın First Lady’si Michelle Obama’yı giydirse de siyasetçileri giydirmeye aslında çok sıcak bakmadığını şu cümlelerle açıklamıştı: “Bence siyasi bir lider ya da first lady erişilebilir kıyafetler giymeli ve giydikleri kıyafetler Amerikan malı olmalı. Benim kıyafetlerim ise İtalya’da yapıldı ve oldukça pahalı. Ülkemizdeki kadın ya da erkek birçok kişinin bununla ilgilenmediğini biliyorum ama first lady ya da başkan bütün insanları temsil etmeli”.

Colin Firth ve Tom Ford kült film A Single Man’in setinde.
Tom Ford’un çıkardığı tartışmalar bununla da bitmedi. 2014 yılında tasarlamış olduğu penis şeklindeki kolye haç işaretine benzetildi ve Hristiyan alemi Ford’u adeta linç etti. Ford her ne kadar kolyeyi tasarlarken aklında Hristiyanlığa dair bir şey olmadığını söylese de bu durum uzun bir dönem dillendirildi ve görmüş olduğu baskıya rağmen kolyenin satışını durdurmadı.
Ford’un yalnızca moda sektöründe başarıları yok. Ayrıca kendisi az, öz ama çarpıcı filmler de yapıyor. 2009 yılında yönetmen koltuğuna oturduğu A Single Man ile sinema sektöründe de rüştünü ispat eden Ford’un kendine has yönetmenlik ve sanat becerileri sinema dünyasında da takdir gördü. Ford, Nocturnal Animals filmi ile Venedik Film Festivali’nde jüri özel ödülünü aldı. Sanat filmi / gişe filmi arasında tutturmuş olduğu denge kusursuzdu. Karakterlerin kıyafetlerinden mekân seçimine kadar muazzam incelikle yapılmış bu filmi de yeri gelmişken tavsiye edelim. Sinemaya olan tek katkısı yönetmenlik de değil. Tom Ford üç James Bond filminde (Quantum Solace, Skyfall, Spectre) Daniel Crag’in giydiği kostümleri tasarladı. Ford 1986 yılından beri beraber olduğu ve 2014 yılında evlendiği erkek arkadaşı Richard Buckley ile beraber halen Birleşik Devletler’de yaşıyor.