Bağımsız sahnede servis ettiği single çalışmalarıyla ilerleyişini sürdürüyor Merve Durceylan. Genç müzisyen son olarak Apartman Boşluğunda şarkısını yayımladı. Durceylan ile hem bu yeni parçasını hem üretim sürecini hem de gelecek planlarını konuştuk. (Röportaj: Aysun Can)
Apartman Boşluğunda için “Şarkının en iyi tanımı boşlukta yankılanan tutkulu bir melankoli” diyorsun. Biraz açabilir misin? Hangi hislerle ortaya çıktı bu şarkı?
Şarkıları yazarken genellikle gerçek hikâyelerden ilham alıyorum. Bunlar bazen başkalarından dinlediğim, bazen de kendi yaşadığım olaylar oluyor. Apartman Boşluğunda kendimle ilgili olan hikayelerden. Bir yılbaşı akşamında Kadıköy sokaklarında dolaşırken, kendimi bir zamanlar güzel anıların olduğu, uzun sohbetlerin edildiği eski bir apartmanın önünde buluyorum. Apartmanda ışıklar yanıyor, belli belirsiz sesler yankılanıyor. Apartmana girdiğimde ise geriye soğuk ve gri duvarlardan başka bir şey kalmadığını fark ediyorum. İşte şarkıdaki içsel sorgulama ve geçmişle yüzleşme tam olarak burada başlıyor. Şimdiki zamanın, hayal kırıklıklarına sarıldığı bir şarkı Apartman Boşluğunda.
Kendi Cenazem tam bir delirme eşiği şarkısı. Bazı sözlerin bu tarz neşeli sound ile bir araya gelmesine bayılıyorum. Sözler duygularını çok net ifade ediyor aslında ama yine de bir eşikten geçme şarkısı diyebilir miyiz?
Kesinlikle diyebiliriz. Kendi Cenazem’i “Deliliğe dair bir melodram” olarak tanımlıyorum. Hem toplumsal hem de bireysel olarak koca bir karmaşanın içinde yaşıyoruz. Ben de şarkılarımda bazen bu kaosu tiye almayı seviyorum.
Kendi Cenazem’in akustik versiyonunu ilk olarak 2013 yılında yayımlamışsın. Ardında 2020’de Eylül’e kadar bir boşluk var. O arada neler oldu, neler yaptın? Sahne çalışmaları vesaire daha aktif bir süreç mi oldu?
Aslında Kendi Cenazem akustik versiyonunu 2019 yılının Ekim ayında yayımladım. Ancak bazı platformlarda yayın tarihi 2013 olarak görünüyor. Dağıtımcımızla yaptığımız yazışmalara ve başvurularımıza rağmen maalesef bu hatanın düzeltilmesi konusunda henüz bir sonuç alamadık. Şarkının yayımlanmasının çok öncesinde de hem arkadaşlarımla ufak mekanlarda ve bazı etkinliklerde çalıp söylüyorduk hem de yine müzikle ilgili başka işler yapıyordum. Kendi Cenazem akustik versiyonu ise benim için bir dijital platformlara giriş projesiydi. Onun devamında da 2020 yılının ortalarında şarkılarımı daha profesyonel bir alana taşımak için stüdyo çalışmalarına başladım.
Şarkıların yayım sürecine göre bir bitiş, kendini toparlama ve yeniden hayata dönme mesajları alıyoruz. Sanatın acıyla daha da güçlendiğini düşünüyor musun?
Her sanatçıyı tetikleyen duygular farklıdır. Benim için sanatın kökleri bir şekilde “acı”ya dokunuyor. O kökler “acıyı” bazen sarıp sarmalıyor bazen uzaktan bir selam verip geçiyor ama nihayetinde müziğimin acıyla güçlendiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Uzaktan Konuşmalar serimizdeki röportajında önümüzdeki yıl için albüm hazırlıkları yaptığını söylemiştin. 2023 için hala var mı böyle bir planlama?
Evet. Albüm düşüncesi çok uzun zamandır var. 2023’te yayınlamayı düşündüğüm albüm için de hayatımın spesifik bir dönemini, bir bütün halinde hikayeleştirdiğim şarkılar seçtik. Önümüzdeki günlerde stüdyo çalışmalarına başlayacağız.
Yakın tarihte seni canlı dinlemek mümkün mü?
Bu aralar biraz albüm çalışmalarına ağırlık verdim. Ama etkinlikler oldukça sosyal medya hesaplarımdan paylaşacağım tabii ki.
Son olarak son zamanlarda dinlemekten bıkmadığın beş şarkı alabilir miyiz?
- Del Shannon – Runaway
- Ren – How to Be Me
- Archie Faulks – It Rains
- Sam Smith & Kim Petras – Unholy
- Mavi Huydur Bende – Kalıplar
