Glasgow merkezli ekip kariyerinin en büyük turnesini bu yıl başlattı. Mayıs ayında gelen üçüncü albümleri Love Is Dead’in mainstream sahnesinde karşılığını bulması bunun en büyük nedeni.
En başta söyleyeceğim: Love Is Dead’de herhangi bir sürpriz yok. Adına ister dream pop deyin, ister synth pop ya da electro pop… Bu albüm tüm bu büyük kümelerin sınırına dokunuyor, bazı sekanslarda sınıra dokunmakla kalmayıp derine doğru gidiyor. Ancak şaşırtıcı ritim geçişleri ya da sözler duymuyorsunuz. Tersi bir durumu tercih ederdim. Son on yılda duyduğumuz seslerin ve pop sound çerçevesinin dışındaki bir kayıt her zaman daha cesurdur, tarihe not düşmek anlamında isteklidir. Öte yandan her albümün sizi kontrpiyede bırakmasını da bekleyemezsiniz. Chvrches henüz on yıllık bir ekip bile değil. Daha önemlisi bu yıla kadar geride sadece iki uzunçalara sahiplerdi. Açık konuşalım bu ilk iki albüm onları hedefleri olan büyük sahnelere ulaştırmakta yetersiz kaldı. Love Is Dead ise bu hedefin peşinde hiç olmadığı kadar net adımlar atıyor. Tam bu noktada prodüktör koltuğundaki ismi anmakta fayda var. Greg Kurstin. Paul McCartney, Liam Gallagher, Adele gibi majör isimlerle birlikte çalışan Kurstin bir şarkının hit olma yolunda neye ihtiyacı olduğunu en iyi bilen yapımcılardan. Liam’ın neden Greg ile çalıştığını soran muhabire yanıtı şöyledir: “Çünkü ben lanet olası o büyük şarkılardan yazamıyorum.” Toplam on üç şarkıdan oluşan Love Is Dead’in neredeyse tamamında şarkı finalleri uzun tutulmuş ve böylece dinleyicinin dijitalleşen vokal ile electronica seslerinde mutluluktan kaybolması hedeflenmiş. Doğru hedef demiyorum, ama sonuç başarılı. Miracle, God’s Plan, Wonderland, Really Gone, Heaven Hell ve diğerleri… Love Is Dead arena pop alanında dikkate çekmeyi başaran ve hala kaldıysa “radyo teklisi” yaratmayı bilen bir kayıt. Lauren Mayberry, Martin Doherty, Iain Cook üçlüsü oldukça enerjik. Belki daha önce hiç olmadığı kadar. Belli ki sürecin en başında bu albümün bir kırılma olabileceği ihtimali üzerinde zihinleri tamamen netti. Kayıtların uzun sürmesi, üretim sürecinin geniş tutulması, bir önceki albümle araya üç yıl gibi günümüz müziğinde ömürlük mesafe konulması ve majör bir isimle şarkıların yönüne dair çalışılması beni bu tespite götürüyor. Love Is Dead yepyeni macera vadetmiyor, ama eli zayıf değil.