BacktotheSound olarak 30 Haziran Pazar günü güzel bir İstanbul havasında yine güzel bir Ortaköy rotasını yürüyerek Gezgin Salon’a ulaştım. Bu sene Salon gezerek şehrin tam kalbine, Feriye’ye yerleşmişti. Birçok arkadaş çimlerle haşır neşir olma fırsatı ile müzik keyfini sürmek üzere giriş yapmayı bekliyordu. İçeride ise dinleyenlerin giriş yapmasını bekleyen iki sahne vardı. (Yazı: Merve Dağlıoğlu)
Türkiye’den yeni sesleri dinleyicilerle buluşturmak gibi bir güzel bir amaca hizmet eden Audioban inisiyatifi favori şarkılarını sıraladıkları DJ Set’i ile günün müziğini başlattı. Ardından sahneyi, ismini ilk kısaçaları Moonkid ile duyuran Suha devraldı ve elektronik altyapı üzerine lezzetli gitar tınıları ile dinleyicileri sahnenin önüne toparladı. Berlinli plak şirketi The Magic Movement etiketi ile yakında yayınlanacak Suha – Hora isimli EP’lerinden de parçalarını ilk kez bu sahnede çaldılar. Indie ve neo-folk severler için keyifli bir ısınma oldu.
Suha’nın Boğaz manzaralı sahnesinden ayrılıp Amsterdam’dan Gezgin Salon ana sahnesine misafir gelen Polynation’a doğru çimenleri adımladım. İlk albümleri Igneous ile Türkiye’yi ilk kez ziyaret eden Polynation’u bekleyen ciddi bir hayran kitlesi vardı. Çimlere yayılan dinleyiciler sahne hareketlenmeye başlayınca ön sıralara doğru şıp diye doluverdiler. İlk albümlerinden benim de çok sevdiğim Interstice ile açılışı yapan ikiliden elektronik altyapıların, davul ve ve synthesizer’ın akılda kaldığı ve dinleyicileri harekete geçiren bir performans izledik. Agar Agar’dan önce sahnenin enerjisini pekala yükselttiler ve izleyicileri daha çok dansa hazırladılar.
Polynation’ın sahneden inmesini beklemeden Nusaibin için tekrar Audioban Sahnesi’ne doğru ilerledim. Ekibin ortak projelerle yeri geldiğinde daha da büyüdüğünü biliyordum. Sahnede 2 Def en önde, Didgeridoo’da da arkada saklanmış insanların müziğe uyanmalarını bekliyordu. Perküsyonda Tarık Aslan, Masanın ardında Murat Can Oğuz ve Didgeridoo’da Koray Tarhan ve 2 Def Sanatçısı ile doğunun ritmi, batının elektroniği buluştuğunda dinleyenler yavaş yavaş keyiflenmeye başladı. Ana sahnede konserin bitmesinin ardından tüm ilgi Nusaibin’in etnik müziğine kayarken ana sahne Agar Agar için hazırlanmaktaydı. Ben Nusaibin’i kendini def ritmine kaptıran kalabalığa emanet ederek ana sahneye doğru ilerledim.
Ses kontrolü için klavyesinin başında görünen Armand sevenlerinin selam bağırışları ile karşılandı sahnede. Aslında bu tam olarak konserin nasıl geçeceği hakkında bir ipucuydu! En önde yerimi aldım, çünkü müzik dinlemek kadar dans etmek de önemliydi. Fransız electro pop ikilisi Armand ve Clara sahneye çıktıklarında ise dinleyenlerden tam da beklediğim büyük çığlık yankılandı. Açılışı Cardan kısaçalarından Symboise ile yapan ikili ardından I’m That Guy ve High ile dinleyenleri bir güzel ısındırarak peş peşe Prettiest Virgin çalarak bizleri iyice tutuşturdular.
Clara’nın mikrofonu eline alıp, naif çılgınlıkla saçlarını savurması ve ayaklarını sallama suretiyle çarliston yapması ile sahne duruşuna iyice hayran kaldık. Clara’nın Jest ve mimikleri ile sahneye yakın tüm dinleyicileri tavladığı da bir gerçek… Sahneden indikten sonra tüm dinleyen hep bir ağızdan Agar Agar ikilisini sahneye geri çağırmaları ile sempatik ikiliyi sahnede son bir performans izlememiz bir oldu. 1 Mart 2019’da ertelenen konser, boğaza nazır bir sahne ile tüm dinleyenlere kendini affettirdi.
Agar Agar’ın fitilini ateşlediği reaksiyonun ardından sahneye kapanışı yapmak üzere Club Bangkok çıktı. Tam sahneye çıkıyorlarken arkamdaki iki kişinin “yerinde duramazsın” dediklerini duydum. Sahnenin beşinci dakikasında yerlerde dansa başlayan Oğuz Hakan Odabaşı ile yerinde milisaniye duramayan Doğu Orcan sayesinde evet, ben de duramadım! Muhteşem bir performanstı.
Bir sonraki konserde görüşmek üzere!