Bugün elli yaşında Noel Gallagher. Oasis gibi büyük bir efsaneyi kardeşi Liam ile birlikte var ettiler ve yine birlikte toprağa gömdüler. Noel şimdilerde solo kariyerine son hız devam ediyor ama gerçeğin de farkında: “Yüz yıl sonra herkes beni Oasis’teki çocuk olarak hatırlayacak.”
Onun Noel Gallagher’s High Flying Birds isimli solo projesiyle geride kalan ay yayımladığı üçüncü uzunçaları Who Built the Moon‘u dinlerken oldukça şaşırdığımı kritik yazımda da belirtmiştim. Hiç olmadığı kadar alanının dışında bir kayıt bu çünkü. Oasis sounduna ilk kez bu kadar net bir şekilde kapıyı kapatıyor Noel. Şarkılara başka başka alanlar açıyor. Grup 2009 yılında dağıldı ve Noel o dönemden bugüne gelene kadar iki solo albüm çıkardı. Ama ilk kez bu üçüncüsünde yeniden doğduğunu hissettiriyor. Tuhaf olansa Oasis’i geride bıraktığı bu dönemde ona Oasis’in final kadrosundan Gem Archer ve Chris Sharrock’un da eşlik ediyor olması. Ben esas o ikisiyle bir görüşme yapmak isterdim.
En başa dönelim mi? Elbette. On üç yaşında gitar çalmayı söküyor Noel. Ama önemli olan bu değil, bize bir kırılma anı lazım. En doğru konumu veriyorum: 1983. Noel Gallagher o yıl The Smiths gerçeğiyle karşılaşıyor. Marr’ın gitarını duyuyor ve bir daha da asla aklından çıkaramıyor. Sonrası mı? Manchester’da sokak gruplarının sahnelerini takip ediyor. ’80’li yılların sonlarını Inspiral Carpets grubunda rodie olarak geçiriyor. İyi bir gözlemci Noel. O günlerde bir rock grubunun matematiği üzerine düşünmek için çok vakti oluyor. O nakarat yazmakta ustadır. “Şarkının kalbini bulmadan önce nakaratını bulacaksın. Zaten kalbi de orasıdır.” Ona Oasis’te mi ilham geldi sanıyorsunuz? Hayır. Hiç kimse keyfi yerindeyken efsane olamaz. Akıl sağlığı yerinde olan hiç kimse her şeye sahipken daha fazlası için uğraşmaz. Hiç kimseyken, henüz herhangi biriyken onun Noel Gallagher mitine adım adım ulaştığını biliyorum. Bir kamyonetin arkasında, berbat bir yorgunluğun içindeyken hayal kurdu ve şarkılar yazdı.
“Etrafımızda yaşıtımız olan herkes müzik üzerine bir şeyler üretiyordu, yırtmaya çalışıyordu. Çoğu bunu başaramadı. Biz başardık. Evet daha iyiydik ama daha şanslıydık da.” Oasis şanslıydı. 1994 Definitely Maybe debut albüm. Hemen sonraki yıl What’s the Story (Morning Glory) ikinci albüm. Hayallerinin ötesinde bir başlangıç. Borç içinde tamamlanan ilk albüm yazım sürecinden, üçüncü albüm Be Here Now için plak şirketine “Giriş şarkısında ve ilgili video klipte helikopter istiyoruz. Efekti değil, kendisini” diyecek cürete giden ihtişamlı yol. Tümünde Noel Gallagher’ın imzasının bulunduğu şarkılar. Vokallarde ise Liam Gallagher var. Bir grubun yarısı vokaldir derler. Buna inanırım. Oasis’te ise en azı yarısıdır. Noel de buna hak veriyor. “Liam harika bir vokalist. Ama bu onun boktan biri olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor, değil mi?”
Oasis için düşüş başladığında takvimler milenyum sürecini gösteriyordu. İlk üç yıla üç uzunçalar sığdırmışlar ve yepyeni bir dünyaya ulaşmışlardı. Sonraki dört albümün ise o seviyeyi bulamadığı konuşuldu. Aslında buldu, hatta dönüşerek britpop dışında güçlü soul ve rock & roll kanallarına ulaştılar. 2008 çıkışlı final çalışmaları Dig Out Your Soul muhteşem bir albümdür örneğin. Hadi diyelim ki ilk üç albüm sonrası tamamen kötüydü. O halde The Rolling Stones gibi yüz yıl bir arada kalıp geçmişin ekmeğini yiyebilirlerdi. Belki yiyeceklerdi de. İşte kardeş kavgası buna engel oldu. Noel, Oasis’ten ayrıldığını duyururken “Kardeşim Liam ile artık birlikte çalışmam mümkün değil” diyecekti. Başarı varken kavgayı şampanya tokuşturarak atlatabilirdiniz. Eğer elinizde uğruna kadeh kaldıracak bir başarı da yoksa hıncınızı küçük bir kıvılcıma borçlusunuz demektir.
Noel Gallagher yakın dönemin en iyi söz yazarlarından birisi. Buna vokal yönünü de ekledi ve solo kariyerinde çizgiyi devam ettiriyor. Elli yaşında ve yeniden doğmayı seviyor. Oasis’in geri dönmesi için yapılan tüm çağrılara olumsuz yanıt veriyor. Bu beni sıkı bir Oasis hayranı olarak üzmüyor değil. Fotoğrafın geneline baktığımda ise Noel’e hak veriyorum. “Bizim yarım kalan bir hesabımız yok. Her şeyi yaptık. Hem de dibine kadar yaptık. Daha fazla paraya ihtiyacım yok. Daha fazla zafere ihtiyacım yok.“