“Desire dijital çağ için yazılmış bir aşk masalı”

Röportaj|

Electronic müziğin ülkemiz sınırlarında da çok sevilen başarılı ikilisi Bob Moses, Desire adını taşıyan yepyeni stüdyo albümünü 28 Ağustos ’20 tarihinde yayımlıyor. (Röportaj: Gizem Ertürk)

Birbirine bağlanarak devam eden toplam altı şarkıdan oluşan Desire, grup üyeleri tarafından şu sözlerle tanımlanıyor:

 


Kulüp müziği için bir konsept kayıt ve insanlığın yönlendirilen ihtiyaçlarının olumlu olduğu kadar tuzaklarını da anlatan, dijital çağ için yazılmış bir aşk masalı.”

 

Bob Moses’ı oluşturan Tom Howie ve Jimmy Vallance ikilisi sorularımızı yanıtladı. Röportaj hemen aşağıda.

Yeni albümünüz Desire 28 Ağustos’ta tüm dijital platformlarda yayında olacak. Nasıl hissediyorsunuz?

Jimmy Vallance: Gerçekten çok heyecanlıyız. Kayıtları geçtiğimiz nisan ayında tamamladık. Çok uzun bir bekleyiş gibi geliyor. Albümü tüm dünya paylaşmak için sabırsızlanıyoruz.

Kökleri Vancouver’a uzanan Bob Moses 2012 yılında New York’ta kuruldu.

Desire’da dinleyiciyi nasıl bir dünya bekliyor?

Tom Howie: Dans müziği için bir konsept kayıt ve insanlığın yönlendirilen ihtiyaçlarının olumlu olduğu kadar tuzaklarını da anlatan, dijital çağ için yazılmış bir aşk masalı olduğunu söyleyebilirim. Baştan sonra bir DJ miksi gibi tasarlandı bu nedenle bir bütün olarak dinlenilmesini tavsiye ediyoruz. Elbette kendi sevdiğiniz şarkıları seçebilir ve yalnızca bu şarkıları dinleyebilirsiniz. Bir önceki albümümüze göre biraz daha fazla dans ettirmeyi amaçlıyor diyebiliriz. Bu süreci atlattığımızda şarkıları canlı çalmayı gerçekten dört gözle bekliyoruz.

Albümle aynı adı taşıyan ilk video klibiniz Desire oldukça hipnotik ve etkileyici. Fikir nasıl ortaya çıktı?

Jimmy: Başlangıçta hayalimiz şarkıyı canlı çaldığımız ve gerçek insanların olduğu bir müzik videosuydu ama pandemi bu planı altüst etti. Fakat geriye dönüp baktığımda çok doğru bir karar vermişiz diyorum çünkü şimdiye dek yaptığımız en favori müzik videomuz oldu. Bu proje için yaratıcı yönetmen Owen Brown ile çalıştık. Albüm kapağından müzik videolarına kadar her konuda bize yardımcı oldu. Daha önce görsel ve yaratıcı sürecin her bölümüne bu denli dahil olan biriyle çalışmamıştık. Süreç boyunca fikirlerimizi Zoom aramaları üzerinden sürdürdük. Tüm bunların sonucunda Owen bize Budapeşte’deki Airplan adlı muhteşem stüdyoyu buldu. Klipte arzunun iki farklı yönünü simgeleyen ilkel üç boyutlu bir imgelem kullanılıyor. İzleyenler bir butona basarak haz ve acı dünyaları arasında geçiş yapabiliyor ve çarpan bir kalbi yanan bir ateşe, ruju kurşuna, keyfi çaresizliğe çevirebiliyor. 

Geride kalan 7 yıl içerisinde 2 uzunçalar servis ettiler. Debut LP Days Gone By adıyla Eylül 2015’te ses verdi, ikinci LP Battle Lines ise bundan tam üç yıl sonra yayımlandı.

Yeni müzik videonuz The Blame’den de söz eder misiniz?

Tom: The Blame bir diğer animasyon videomuz… Sokak sanatından ilham aldık. The Blame’in videosu bunu mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Bir adamın yalnızlık ve kendinden şüphe duyma hikayesi hikayesini terkedilmiş bir bina üzerinden anlatma fikri bize çok uygun geldi. Owen bunu canlandırmak için Natalieanne’ye ulaştı ve stilinin bu video için mükemmel olduğunu düşündük.

 

Bob Moses’ın The Blame adlı yepyeni single çalışması için hazırlanan video Jeb Hardwick ve Owen Brown imzasını taşıyor. Klibi hemen izlemek için tıklayın.

 

Son zamanlarda kimleri dinliyorsunuz?

Jimmy: Her an her türden tonlarca müzik dinliyoruz. Tibi Dabo & TSHA, Maya Jane Coles’tan bazı yeni parçaların yanı sıra klasiklerden Radiohead ve Pink Floyd her zaman favorimiz.

Şu sıralar gelecek için planlar yapabiliyor musunuz?

Tom: Öncelikle mutlu ve sağlıklı olduğumuz şanslı hissediyoruz. Her ikimiz de Los Angeles, California’da yaşıyoruz. Pandemi bitene kadar müzik yapmaya devam edeceğiz ve sonrasında tek istediğimiz şey konser turlarımıza bir an önce başlayabilmek. Canlı çalmayı ve dünyayı gezmeyi çok özledik. Bunları tekrar yapabilmek için sabırsızlanıyoruz.

Umarız sizi yakında yeniden İstanbul’da da izleyebiliriz…

Tom: İstanbul’a yeniden gelme fikri bizi çok heyecanlandırıyor. Umarım hepiniz iyisinizdir. Mutlu ve sağlıklı kalın. Bu güzel söyleşi için teşekkürler.

Jimmy: Bizi ağırladığınız için teşekkür ederiz. Yakında görüşmek üzere.

Comments are closed.