“Herkesin mutlaka yapmış olduğu güzel şeyler vardır şu hayatta. Bunlara sıkı sıkıya sarılmayız” demişti bir röportajında. Ülke sahne sanatlarının en üretken isimleri arasında yer aldı onun adı.
Lise hayatına Galatasaray’da başlayıp eğitimini Çarşamba ilçesindeki bir okulda tamamladı. Kendi deyimiyle hayatındaki garipliklerden biri de buydu. Şiir yazdı. Kendi kitabını bastı. Yurtdışında yaşadı. Buraya dönüp tüm enerjisini tiyatroya adadı. Yazdığı skeçler Devekuşu Kabare tarafından sahnelendi.
Ustası Haldun Taner’di. Nazım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Yunus Emre’nin eselerlerini Fransa’ya çevirerek Proche Orient Lointain’ı kaleme aldı. Yüzlerce defa perde diyen eserler var etti. Televizyona iş yaptı. Sinemada iz bıraktı. Yetmiş yıllık hayatında en çok sevindiği şeyin iyi birkaç dost biriktirmek olduğunu söyledi.
O dostlarından birini, Rasim Öztekin’i bundan sadece beş ay önce toprağa gömerken “Bir gün ben de uçup geleceğim gökyüzüne. Buluşuruz gökyüzünde neşeli bir meyhanede” demişti.
Ferhan Şensoy. Bu sabah hayatını kaybetti. Yetmiş yaşındaydı. Geriye yüzlerce oyun, basılmayı bekleyen onlarca kitap ve ışıl ışıl bir hayat bıraktı.