Son zamanların indie rock sahnesinde en sevdiğim ve en başarılı bulduğum grup sorulsa kafamda uçuşacak ilk isimlerden biri Foxygen olurdu herhalde. Yeni albümleri Hang‘i ilk dinlediğimde yaşadığım şaşkınlığı ve hayranlığı tarif etmem güç.
Uzun zamandır dinlediğim albümlerin ne kadar tek düze, ilhamdan yoksun ve tatsız işler olduğundan dem vururken Hang ile kulaklarımın pasını silmişlerdi adeta. Foxygen’in Le Trabendo’ya uğrayacağını duyduğumda ise harçlığımdan hiç olmadığı kadar büyük bir tasarruf yapmak zorunda kaldım. Sonuç ise şöyle: 25 Şubat akşamı Foxygen hayatımda izlediğim en kötü performansı gerçekleştirmeyi başardı.
Grubun turne üyeleri ve iki beyninden biri olan Jonathan Rado açılışı 2013 tarihli We Are The 21st Century ile yaptı. Şarkının sözlerine sıra geldiğinde ise eşofman altı, beyaz dar t-shirt’ü, mor ve özensiz kesilmiş karışık saçları ve büyük gözlükleri ile esas adam Sam France belirdi. France sahnede o kadar hareketli, deli ve nasıl göründüğüyle ilgiliydi ki fazlasıyla başarılı bir müzisyen olmasına rağmen ortaya müzikal herhangi bir performans koymaktan uzak kaldı.
Henüz daha ikinci şarkıda sözlerin tamamını unuttu. Bu sırada havaya tekmeler savurmaya başladı ve ön sıradaki dinleyiciler zamanında kaçmayı başararak arkalara doğru geçmeye başladı. Tabii bu hareketleri yaparken birkaç kere yere düştü, gözlüğünü düşürüp sahnenin apayrı bir köşesinde gözlüklerini aramaya gitti ve şarkı aralarında sırf canı sıkıldığı için sahnenin yan taraflarında boş bırakılan alanlarda volta atıp durdu. Diğer dinleyiciler de yine benim gibi hayal kırıklığına uğramış olsa gerek ki suratlar düştü, dudaklar büküldü, edilen danslara bir müddet ara verildi.
Müzik açısından Foxygen, fazlasıyla karmaşık ve derin bir müzik yapıyor. Bu nedenle albümdeki sesleri konser salonunda da aynı şekilde duymayı beklemek büyük haksızlık olur. Yine de Foxygen güçlü arka vokalleri, üflemelileri ve aralara serpiştirilmiş müzikal geçişleri ile diğer meslektaşlarından ayrılmayı başarıyordu albümlerinde. Canlı performanslarda ise ince işlenmiş sesleri, müzikal geçişleri pas geçerek arka vokalleri azaltmışlar. France’in zayıf vokal performansını düşününce And Star Power dönemindeki çoğul arka vokallere geri dönülmesi gerekildiğini düşünmeden edemedim.
Sonrasındaki bir hafta boyunca müzik mecralarında yazılmış olan tüm Foxygen canlı performans haberlerini ve makalelerini okudum. Öğrendiğimde en çok şaşırdığım şey ise şuydu: Sam France aslında hiçbir zaman sahnede ya da müzik videolarında göründüğü gibi oradan oraya atlayan o yaramaz çocuk değildi. Foxygen henüz daha üyeleri on beş yaşında iken rock starları taklit amacıyla kurulmuş bir gruptu. Sonrasında ise Sam France bu taklitte o kadar başarılıydı ki proje gerçek oldu.
Sam France sahneye her adım attığında aslında bir “persona” ediniyor ve bambaşka bir kişiye dönüşüyor. Grubun fazlasıyla eğlenceli olduğunda herkes hemfikir. Ancak sahne kenarındaki insanları incitecek ya da kaçmalarına sebep olacak kadar belirsizlik yaratmak ve sorumsuzca davranmak grubun yaptığı müziği yerle bir ediyor. Bir yerde okumuştum ve fazlasıyla katılıyorum: Foxygen, daha da harika bir grup olabilir. Ancak Sam France bunu her sahneye çıktığında engelliyor. Canlı performanslarında beni hayal kırıklığına uğratan şey de tam olarak buydu.