Future Islands – The Far Field

Albüm Kritik|

Bundan üç sene önceydi. Baltimore çıkışlı synthpop’un belki de en önemli isimlerinden Future Islands bir talk-show programında canlı performans sergilemiş ve adından söz ettirmişti. Yeni albüm The Far Field ise Future Islands’ın şu ana kadar dinleyiciye sunduğu her hikayenin bir devamı niteliğinde.

Future Islands, Letterman’daki o performansıyla senelerdir gölgede kalan harika şarkılarına değer kazandırmış ve bir anda konserlerin kaçırılmaması gereken isimleri arasına girmişti. Bu birkaç dakikada dikkat çeken bir diğer şey de vokal Samuel T. Herring’in ortaya koyduğu teatral performans ve şarkılarını müzikal bir deneyimin ötesinde şiirsel bir gösteriye dönüştürmesiydi. Beşinci uzunçalar The Far Field ise Future Islands’ın şu ana kadar dinleyiciye sunduğu her hikayenin bir devamı niteliğinde. Albümün tamamına baktığınızda üç sene önceki harika çıkışları Singles albümünden daha farklı bir deneyime ya da yeniliğe tanıklık etmiyorsunuz. Grubun ortaya çıkardığı tınıları düşününce bunu beklemek de zor olur. Future Islands’ın bass üzerine kurulu synth ağırlıklı dinamik yapılı şarkılarının kendilerine özgü limitleri var. Grubun bu limitleri radikal bir şekilde aşması tamamen bir kariyer yolunda değişime ya da hayal kırıklığına sebep olurdu. Ancak The Far Field‘ı dinlerken ufak değişimler ve yenilikler ile zaman zaman bu limitleri gevşetmeye çalışmalarını dinliyoruz. Örneğin Candles şarkısı grubun klasik bass yapılarından daha yaratıcı bir düzene sahip. Daha aktif ve beklenenin dışında. Candles bu özelliği ile albümdeki Singles devamı niteliğinde olan aynı çizgide giden şarkılardan ayrılıyor. Beauty of The Road ve Through the Roses ise vokal Herring’ in önceki çalışmalarına göre daha ağır ve şairane yapıdaki vokalleri ile farklılık katıyor albüme. Şarkıları dinlerken söylenen her bir kelimenin Herring tarafından en derin şekilde hissedildiğini duyabiliyorsunuz ve şarkılar sizde özel bir yer ediniyor. Shadows‘taki Debbie Harry katkısı ise enerji uyumsuzluğuna rağmen nakarat kısmında albümün tekdüzeliğine yeni bir soluk getiriyor. Ran, Cave ve Time on Her Side kendi içlerinde başarılı şarkılar olmalarına rağmen Singles‘ta single bile olamayacak birer şarkı niteliği taşıyorlar. Gruptan yeni bir tarza doğru yola almalarını beklemek mantıksız olur. Yine de kendi sınırları içinde daha iyi bir iş ortaya koyabilecek potansiyele sahip oldukları kesin.

Comments are closed.