“Geleceğin beni şaşırtmasını istiyorum”

Röportaj|

Modern prog rock tavrının önde gelen isimlerinden olan Steven Wilson bu akşam Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde canlı performans sergileyecek. İstanbul yolculuğundan birkaç gün önce Wilson’a telefon ile bağlandık.

Merhaba Steven. Nasılsın son günlerde?

Oldukça iyi. Bugün Almanya’dayım. Hava harika ve her şey yolunda.

Turnelerine dikkat edince sahne üzerinde farklı tema arayışların gözüme çarpıyor. Canlı performanslarını yıllar içinde ileriye taşımaya çalışırken nelerden çıkış alıyorsun?

Cevap verirken şuradan başlayabilirim. Zaman içinde şarkılarımın, albümlerimin sayısının ve bana gösterilen ilgilinin artması sahne şovlarımı büyütmek için önümü açtı. Konserlerimin müzikal olduğu kadar görsel bir şovu da içinde barındırmasına özen gösteriyorum.  Zaman içinde görsel merkezde alanlarında dahi olan birçok isimle tanıştım ve birlikte üretiyoruz. İlk konserlerime bakınca belli bir limitin varlığını görüyorum. Sahnede sıra dışı bir süreç yaratmak için yeterli bütçeye sahip değildim. Günümüze gelirsek her defasında, her yeni sahne temasında ortaya güçlü sinematik ve müzikal bir yaratım çıkarmaya çalışıyorum. 

Kariyerinde gelişmeye açık ve daima ileriye dönük adımlar mevcut. Her albümde, farklı isimlerle birlikte ürettiğin her kayıtta bireysel olarak bir ayrışma, farklılaşma arıyor musun özellikle?

Kendi adıma, bir müzisyen olarak yanıtlamam gerekirse evet. Bu olmalı da zaten. Bir müzisyen olmak devam eden uzun kariyer boyunca kendi maceranı yaratmak ve o macerada yeni yollar keşfetmektir. Kendini sürekli tekrar etmek asla bu tanıma girmez. Anlamı ne ki zaten? Birbirine benzer iki, üç, dört, on albüm kaydetmenin anlamı ne? Bir yazarın devamlı aynı kitabı yazmasına ya da bir ressamın devamlı aynı resmi çizmesine benziyor bu. Benim için müzisyen gelişmeli, yeni yollar keşfetmeli ve heyecan verici yenilikler aramalı. Benim yaptığım budur.   

Beşinci stüdyo albümün To the Bone geçen yıl yayımlandı. Albüm üzerine çalışırken ve kayıt aşamasını gerçekleştirirken aklında neler vardı?

Hatırlıyorum da ’80’li yıllarda, benim büyüme çağımda temiz ve net bir kayıt oluşturma fikri oldukça popülerdi ve bu fikir o dönemdeki birçok müzisyenin şarkılarında hissedilebiliyordu. Harika şarkılar, harika melodiler, dinleyiciyi yakalayan ritimler… Tüm o kayıtları şimdi dinlediğinde nasıl tutkulu olduklarını fark etmen zor olmuyor ve bence arada geçen zamanda pop müzik kültüründe bir şeyler kayboldu. Pop müzik artık epey sıradanlaştı. İşte To the Bone ile başta bahsettiğim o fikri geri getirmeyi istedim. Keyif alması kolay bir kayıt, ama aynı zamanda çok tutkulu ve çok deneysel. Bunu hem sound açısından, hem de prodüksiyon açısından söylüyorum. 

22 Temmuz’da İstanbul’da sahne alacaksın? Konser ve şehir hakkında neler düşünüyorsun?

Harika bir konser olacaktır. Beklentim bu yönde. İzleyenler için görsel ve müzikal bir yolculuk olacağını söyleyebilirim. Şarkılar enstrümantal yönde bile hikayeler barındırıyor. Bu (konseri vurguluyor) sıra dışı ve çok boyutlu bir deneyim olacak.

Son sorudayız Steven. Gelecekte müzikal anlamda Steven Wilson’dan neler beklemeliyiz?

Güzel soru. Hızlıca yanıtlamam gerekirse gerçekten bilmiyorum. Tek söyleyebileceğim şu ki farklı bir şeyler bekleyebilirsiniz. Şu sıralar yeni albüm çalışmalarına başlama aşamasındayız ve şimdiden To the Bone’dan daha farklı bir kayıt olacağını hissedebiliyorum, daha önce yaptıklarımdan da farklı bir kayıt olacağını hissedebiliyorum. Bizi nereye götüreceğinden şu an için emin değilim. Bu soruya tam olarak yanıt veremiyorum. Kaldı ki eğer bu soruya net bir yanıt verseydim kendimden şüphe duyardım. Çünkü gelecekte tam olarak nasıl bir sounda ulaşacağımı bugünden bilmek istemiyorum. Geleceğin beni şaşırtmasını istiyorum.  

Comments are closed.