Hedefimiz iyi müziği Salon’a taşımaktı. Bunu başardık”

2.el, Röportaj|

Ağırladığı isimlerle dikkate değer seslere ev sahipliği yapan Salon yeni sezonunu resmen açıyor. Halk müziğinden blues’a, punk’tan elektroniğe kadar müziğin muhtelif açılarına uzanmayı başarmak hem samimiyet, hem de büyük özveri isteyen bir süreç şüphesiz. Salon IKSV direktörü Bengi Ünsal ile bu sürecin detaylarına dair konuştuk.

Salon kapılarını açık tutmaya devam ediyor, ancak malum şu an birçok festival ve konser iptal edilmiş vaziyette. Ülkenin içinden geçtiği bu süreçte kültürel organizasyonların üzerinin bir çırpıda çizilmesi hakkında neler düşünüyorsun?

Kültür ve sanat etkinliklerinin her türü insana insan olduğunu hatırlatan, bizleri birer makine olmaktan çıkaran, aldığımız nefes kadar gerekli aktiviteler bence. Her şeyden önemlisi ise şu: Bir ifade biçimidir sanat. Dolayısıyla mücbir bir sebep olmadıkça askıya almamalı, devam ettirmeli. Öte yandan elbette ülkenin içinde olduğu seçim süreci ve ekonomik durum konserlerin, festivallerin iletişim çalışmalarının yapılamamasına, bu tür etkinliklerin eğlence olarak algılanmasından ötürü de iptal baskısı altında kalmasına sebep oluyor. Organizatörleri zorluyor. Biz elimizden geldiğince bu durumdan seyircimizi muaf tutmaya çalışıyoruz.

Piyasanın gittikçe zorlu bir hal aldığı konuşuluyor. Dövizin durumu ve grup kaşelerinin seviyesi sizi ne derece zorluyor?

Çok. Ekim, Kasım ve Aralık ayında gerçekleşecek konserlerimizin çoğunun anlaşması takriben 6-7 ay önce yapıldı. Ödemeleri ise anlaşmalar gereği konserden bir ay önce yapılıyor. Bu da döviz bazında yaklaşık yüzde 25’lik bir zarara uğratıyor bizi. Öte yandan bilet fiyatlarımıza veya sponsorluk gelirlerimize bu oranı maalesef yansıtamıyoruz.

Salon için İstanbul’un alternatif müzik merkezlerinden biri olduğu ortada. “O grubu oradaki konseriyle keşfettim” diyen birçok arkadaşım var örneğin. Yola çıktığınız ilk günden bu yana baktığında gelinen noktayı nasıl değerlendirirsin?

En başından beri aslında bu cümleyi söyletmek ve Salon’da sahne alıyorsa mutlaka iyidir ve mutlaka kaçırılmaması gerekir algısını oluşturmaya çalışıyoruz. Bunu da program seçimlerimizde son derece özenli davranarak, bunu hedefleyerek yapıyoruz. İlk yola çıktığımızda hedefimiz, dünyanın güncel müzikte en iyi örneklerini, kapasitemiz elverdiğince İstanbul sahnesine taşımaktı. Bu konuda başarılı olduğumuzu düşünüyorum.

bengi-unsal-sahne-001

Alternatif müzik konusu açılmışken bir ek yapmak isterim: Salon, şehirden müzisyenler için de bir çekim noktası. Yerli isimlere daha çok zaman ayırmak için herhangi bir planınız var mı?

Yükselen bir eğri ile hafta sonu veya hafta içi fark etmeden iyi olduğuna inandığımız müzisyenlere sahnemizi veriyoruz. Gurur duyuyoruz bunca mekân içinde bizi tercih ettikleri için. Bilet satış kaygısı taşımadan birçok sanatçının albüm lansman konserlerini Salon’da gerçekleştiriyoruz. Bu yıl bir de mümkün olduğunca yabancı gurupların yanına da yerli guruplar ekleyerek bu sayıyı arttırıyoruz. Ek olarak Sofar işbirliğimiz ile bağımsız müzisyenleri de Salon sahnesine taşıyoruz.

Program üzerinde çalışırken ve kimi isimleri öne çıkarırken en çok nelere dikkat ediyorsun?

Güncel müziği çok iyi takip ediyoruz. Kendimize her yıl mutlaka bir “sahnede görmek istediklerimiz” listesi hazırlıyoruz. Bu listeye müzik yazarlarının, eleştirmenlerinin, bloggerların ve peçeteye istek kampanyamız vasıtasıyla Salon seyircisinin isteklerini ekliyoruz. Daha sonra kapasitemiz, bütçemiz ve tabii ki sanatçı turne programlarını göz önüne alarak programı oluşturuyoruz. Listemizi hazırlarken en dikkat ettiklerimiz ise müzik türlerinin çeşitliliği ve türlerinin en iyi ve yükselen isimlerinden olmaları.

Salt bir müziksever olarak seni en çok sevindiren Salon konserini merak ediyorum.

Rhye ve Neneh Cherry konserleri.

Önümüzdeki döneme dair ne gibi planlarınız olacak? 

Salon markasını daha sık dışarıya taşıyabilmek. Sadece bir mekan adından öte güncel müziğe dair bir marka haline geldiğine inanıyorum Salon’un. Bunun altını çizecek etkinlikler yapmayı planlıyoruz.

Comments are closed.