Hedonutopia – Yarı Cennet

Albüm Kritik|

İzmir’de başladıkları uzun yolculuğa İstanbul’da devam eden üçlü Hedonutopia yerli alternatif sahnenin Beach House’u olarak da bilinir.

Buğulu ve hafiften sizi ele geçiren tınıları ile ilk albümleri Ucube Dizayn üzerinden çok dikkat çekmişlerdi geçen sene. Yeni albüm Yarı Cennet uzun senelerdir müzik ile haşır neşir olan bir grubun sağlam temelli seslerinin izini sürüyor. Bir önceki albüme göre daha da dream pop tavrıyla karşılıyor bizi yeni albüm Yarı Cennet. Grup aradan geçen bir senede daha da olgunlaşmış ve daha da kendilerine atfedilen tarzı kucaklamış. Özellikle son dönemde yerli sahnede yükselişe geçen alternatif yönü düşününce mutlu oluyorsunuz ister istemez. Klasikleşmiş lokal sahneden uzak melodiler bunlar. Ancak diğer yerli gruplar gibi Hedonutopia da Türkçe’nin azizliğine uğruyor. Türkçe şarkı sözleri bir türlü melodiye oturmayan, sürekli eğreti duran bir dil. Çok büyük bir dikkatle müziğe yedirilmesi gerekiyor. Hedonutopia da bu durumdan nasibini alıyor. Burgaz Halayı ve Bilmiyorum Hiç Güvende miyim gibi albüme başlangıç veren ve nispeten daha bol sözlü şarkılar grubu farklı kılan yönleri silip süpürüyor. Albüm ilerledikçe ise daha müziğin ön planda olduğu ve Beach House esintilerini iliklerinize kadar hissettiğiniz melodiler sizi karşılıyor. Özellikle Şizolar yerli sahnede bu sene dinlediğim en güzel kayıt olabilir. Synthe eşlik eden zekice yazılmış bas melodisi ayaklarınızı yerden kesiyor. Hemen ardından gelen Korku ise adını bu kadar iyi yansıtabilir. Başındaki tuşlular ile suspense duygusu karşılıyor sizi. Ardından şarkı genişliyor, evriliyor ve aynı kaydı birkaç kere daha döndürürken buluyorsunuz kendinizi. Kapanışa doğru daha alternatif tınılar ile karşılaşıyoruz. Sarışın Kızıl’daki elektro gitar etkisi önceki albüme göz kırpıyor. Son kayıt Kör Baykuş ise yeni yıla yaklaştığımız şu dönemlerde Sigur Ros şarkı listelerinizin arasına bu toprakları temsilen sıkıştırmalık bir soğuk hava şarkısı. Hedonutopia’nın yeni albümü mükemmel bir kayıtlar bütünü değil kesinlikle. Ancak yerli sahnenin geçmişini düşündüğünüzde kalbinize umut tohumları ekiyor. Bu da biz dinleyicileri mutlu etmeye yetiyor.

Comments are closed.