Yerli sahnenin başarılı müzisyenleri Sarp Maden, Volkan Öktem ve Alp Ersönmez’in bir araya geldiği taze oluşum MadenÖktemErsönmez’in ilk stüdyo albümü MÖE Ocak ayında dinleyiciyle buluştu.
Geçmişi uzun yıllar öncesine dayanan oluşum, Quartet Muartet adlı grupta caz ve fusion ağırlıklı bir müzik icra ederken MadenÖktemErsönmez bizi bambaşka tarzların aynı potada eridiği zengin bir müzikal deneyime davet ediyor. Kariyerleri boyunca farklı janrlardan beslenen grup üyeleri bu çeşitliliği albüme de aksettiriyor. Yaklaşık bir saat süren albümde cazın yanı sıra rock, punk, elektronik, drum’n bass, R&B, progresif müzik gibi birbiriyle bağlantılı görülmeyen birçok janrın esintilerini hissetmek mümkün. Saydığım türler kafanızda soru işareti oluşturmasın. Zira grup üyelerinin tecrübesi, müzikal yaratıcılığı ve birbirleriyle olan uyumu muazzam bir kaydın ortaya çıkmasına zemin hazırlamış. Albüm kulağınıza çalınmaya başladığı an aynı dili konuştuklarını ve bir bütün olduklarını idrak ediyorsunuz. Caz efsanesi Charles Mingus, “Yalın olanı karmaşıklaştırmak son derece sıradan bir iştir, ama karmaşık olanı yalınlaştırmak, müthiş bir biçimde yalınlaştırmak; işte bu yaratıcılıktır” der. MÖE enstrümental bir modern caz albümü olmasının getirdiği karmaşıklıktan uzak bir sadelik barındırıyor, parçalar derinliğinden hiçbir şey kaybetmeden akıcı bir şekilde ilerliyor ve dinleyiciyi yormuyor. Şarkı süreleri uzun olduğu halde aralardaki geçişler, inişli çıkışlı emprovizasyonlar sizi canlı tutuyor, adeta içine çekiyor. Yedi parçadan ilki Volkan Öktem bestesi Twinz ile groove’u yüksek bir başlangıç yapıyoruz. Sarp Maden’in Volkan Öktem için bestelediği anagram Voltök Keman sağlam ve yerinde kompozisyonları ile albümün en tatmin edici kayıtlarından. Alp Ersönmez’in beş yıl önce servis ettiği Yazısız albümünde yer alan S.F.G elektronik müzikle yoğurulmuş versiyonuyla karşımıza çıkıyor. Bir Sarp Maden bestesi olan Seventh Year’da grubun yarattığı sinerjiyi iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Bas partisyonları ile mest eden Mystic Blues son dakikalarında şaha kalkıyor. Dinlerken kendinizi keyifli bir atmosferde bulduğunuz albümün ikinci anagramı Alpmez Söner’i işittikten sonra Lullaby for Ants son durağımız oluyor. Her dinleyişinizde bambaşka tatlar alabileceğiniz bu değerli albümü ıskalamayın.