Bir süper grup formuyla New York merkezinde ortaya çıkan Muzz sinematik bir alt. rock soundu var ediyor. Aynı adlı ilk albümünü dinlerken kendimi şarkılara ilham veren hikayelerin ortasında buluyorum.
Temelleri bundan beş yıl öncesine kadar gitse de şimdilerde kendini belli ediyor Muzz. Üyeleri Interpol, The Walkmen ve Bonny Light Horseman gibi majör gruplarla adlarını duyurmuş isimler. Tek tek belirtmekte fayda var: Interpol’den Paul Banks, The Walkman’den Matt Barrick ve Bonny Light Horseman Josh Kaufman. İşte karşınızda Muzz. Bu yılın ilk haftalarından itibaren şarkı paylaşımları yaparak adım adım kariyer başlangıçlarına imza attılar. Bu ilk adım sürecini daha yoğun geçirmek istemiş olabilirler, ancak dünyayı etkisi altına alan corona virüsü salgını buna izin vermedi. Belki planladıkları fakat salgın nedeniyle hiç açıklanmayan konserleri bile mevcut olabilir. Eğer tek tek iptal edilmeseydi bu yaz sezonunda gerçekleşecek birçok büyük festivalde onlar da olacaktı muhtemelen. Hayatın her alanında olduğu gibi müzik dünyası için de etkisi büyük oldu salgın sürecinin. Yaz mevsimiyle birlikte ise insanlar artık daha fazla “normal” hayata dair şeyler konuşmaya, “normal” hayata dair şeylerle ilgilenmeye başladılar. Festivaller, konserler bu sene yok ama albümler, şarkılar, totalde müzik “normal” bir yaz dönemini hatırlatırcasına yoğun. Muzz’ın ilk albümü 5 Haziran günü yayımlandı. Salgın dönemi hala devam ederken bu birbirine bağlı sound bütünlüğünü dinlemek insanı yaz mevsiminin tatlı rüzgarıyla tanıştırıyor. İçerikte toplam on iki şarkı var. Merkezde Paul Banks var. Merkezde onun kendine özgü vokali var. Söz yazarlığında yine çok gerçekçi ve yine kendini dinletmeyi başarıyor. Ritmi, enstrümanları bir kenara bıraktığınızda sözler sizi içine çekiyorsa orada iyi söz yazarlığından bahsedebiliriz. Muzz bunu başarıyor. Yaylıların yerinde kullanımı, gitarın vokale yeni kanallar açması ve davulun tıpkı geç dönem Interpol kayıtlarında olduğu gibi sound yönetmenliğine soyunması Muzz’ın bu albümünü üst perdeye taşıyor. Benim için içerikteki beş şarkı merkez hattı oluşturuyor: Broken Tambourine, Everything Like Used to Be, Red Western Sky, Bad Feeling ve All Is Dead to Me. Saymadığım diğer parçalar da etki gücü yüksek alanın içinde ama bu beş şarkı Muzz imzalı ilk uzunçaların taşıyıcılarıdır. Başlangıç için çok iyi bir konumda bu LP. Son olarak bu albümün plak formatında da yayımlandığını belirtmek isterim. Ekibin sonraki çalışmalarını merakla bekliyorum.