2013 yılında yaptıkları çıkışla rock müzik tutkunlarının damaklarında harikulade bir tat bırakmıştı Royal Blood. İngiliz grup yeni albümleri How Did We Get So Dark ile iki kişinin çıkartabileceği en güçlü gürültüyü çıkartmaya devam ediyor. (Yazı: Özgür Yılgür)
Son birkaç yılda İngiltere’den çıkan yeni rock grupları yeterince heyecan yaratmıyordu benim üzerimde. 2013 yılında grupla aynı ismi taşıyan Royal Blood albümü çıkınca aradığım kanı bulduğum çok açıktı. Mike Kerr ve Ben Thatcher ikilisinden oluşan grup son dönemde dinlediğim en başarılı rock gruplarından birisiydi. Royal Blood’ın yarattığı pozitif etki grubun konserlerindeki muazzam enerjisi ve yaptıkları gürültülü fakat oturaklı müzik, yapacakları her yeni şarkı için heyecanlanma sebebi benim için. Royal Blood sadece bir albümle hiçbir zaman potansiyelinin altına düşmeyeceği konusunda ikna etmişti beni. Yeni albümleri How Did We Get So Dark da bu durumun sağlaması olarak ilişti kulaklarıma. How Did We Get So Dark ilk albüme kıyasla daha rafine bir sounda sahip. İlk albümün en can alıcı noktası olan paslı soundun yerini, biraz daha cilalı bir sound almış. Açıkçası bu değişimi ilk turda yadırgamıştım. Fakat birkaç tur sonra soundu bir kenara bırakıp, şarkılara teslim ettim kendimi. Royal Blood nakarat yazma konusunda ne kadar usta bir grup olduğunu tekrar göstermiş bizlere. Albümdeki şarkıların neredeyse tamamı dilinize bir tekerleme gibi dolanıyor. Özellikle How Did We Get So Dark, I Only Lie When I Love You, Look Like You Know ve Hole In Your Heart’a karşı koymak oldukça zor. Şahsi fikrim How Did We Get So Dark’ın ilk albümdeki seviyeyi yakalayamadığı yönünde. Ancak bu yılın en iyi albümlerden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Öte yandan Royal Blood bu albümle sesini daha geniş kitlelere duyuracakmış gibi duruyor. Rock, metal, indie ve pop gibi türlerin dinleyicilerini avuçlarının içine almaları olası. Hatta grup bu albümle Muse, The White Stripes ya da The Black Keys gibi grupların ilk dönemlerindeki havayı solumamıza bile sebep olabilir.