Her hafta BacktotheSound’un Instagram adresinde Tarihten başlığıyla zaman koridoruna dalıyoruz! Bu haftaki yolculuğumuzun merkezinde Marlon Brando var.
Tarih 1949. Yer California. 25 yaşındaki aktör kariyerinin erken döneminde zirve yürüyüşünü başlatıyor ve şu an setinde bulunduğu Fred Zinnemann yönetmenliğindeki The Men isimli film de onun yükselişindeki bir basamak oluyor.
Brando birkaç yıl içinde Hollywood’un kendi jenerasyonundaki en iyi oyuncuları arasına yükselmeyi başaracak. Gişe başarısı amacıyla çekilen filmlerin ötesinde zaman içinde kültleşecek yapımlarda da herhangi bir bütçe beklentisi olmaksızın yer alacak. Martin Luther King’in davasına destek verecek ve kazandığı Oscar ödülünü Birleşik Devletler’in Kızılderililere karşı uyguladığı politikayı prostesto ederek reddedecek.
1980 tarihli bir röportajında “Marlon Brando mutlu mu? Marlon Brando mutsuz mu? Herkes kadar. Marlon Brando cesur mu? Siktir çekmeyi bilmeyen cesur olamaz. Hala bu bok çukuru Hollywood’dayım çünkü parayı reddedecek kadar ahlaki cesaretim yok” diyen Brando 80 yıllık ömrüne onlarca üst perde karakter bıraktı ve kendi deyimiyle ölümsüzlüğü tattı. Büyük oğlu kardeşinin, yani Brando’nun kızının hayat arkadaşını öldürdü. Bunun üzerine kızı intihar etti. Brando hayatının sonlarını mahkeme salonlarında oğlunu kurtarmak için ve kızının yasını tutmak için harcadı. “Hiçbirinin suçu yok. Tüm suçlarını üstleniyorum” diyecekti sonradan. “Belki de tıpkı o filmdeki gibi bir baba olarak başarısız oldum.”
Marlon Brando’nun Ed Clark imzalı fotoğrafına ve sanatçının tüm yaşamından izler taşıyan story paylaşımlarımıza Instagram adresimizden ulaşabilirsiniz.
