The Away Days – Dreamed at Dawn

Albüm Kritik|

Shoegaze, indie pop, indie rock, dream pop… Tüm bu sınırlayıcı janr etiketlerini uzay boşluğuna doğru gönderebilirsiniz. Zira The Away Days’in debut albümü Dreamed at Dawn çok daha fazlasını vadediyor.

Oğuz Can Özen, Sezer Koç, Orkun Atik ve Anıl Atik’ten oluşan dörtlü müzikal kariyerleri boyunca daima sağlam adımlarla ilerledi. 2012’de servis ettikleri ilk göz ağrıları How Did It All Start EP’si onlara en prestijli festivallerden South by Southwest’in kapılarını araladı. Festivale kabul edilen ilk Türk grup olmak onların miladını temsil ediyordu. Birbiri ardına gelen single çalışmalarıyla tınılarını hem ülke içinde duyuran, hem de ülke sınırlarının dışına taşıyan grup çıtayı gün geçtikçe yükseltmesine karşın dinleyicilerini hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmayacak kalitede işlere imza attı. Yaklaşık bir yıl süren kayıt aşamasının ardından Pasaj Müzik etiketiyle dijital platformlardan ses veren Dreamed at Dawn uzunçaları karanlık ve tılsımlı melodileriyle karşı konulamaz bir çekim alanı yaratıyor. Kendi deyişleriyle “şu ana dek İstanbul’da sürdükleri yaşamın bir özeti niteliğindeki” albüm haliyle birçok hissiyatı bünyesinde barındırıyor. Groove’uyla içinizi kıpır kıpır hissettiren, çoğu bünyede dans etme isteği uyandıracağını düşündüğüm Downtown bizi ilk sırada karşılıyor. Nakaratı ve renkli yapısıyla The Away Days’in önceki çalışmalarına göz kırpan Places to Go’nun ardından White Whale ile hülyalı soundlarına balıklama dalıyoruz. Albümün downtempolu ve yoğun tınılı kayıtlarından Making Ends Meet ile ivme kazanırken buğulu atmosferiyle aylar öncesinden ruhumuza nüfuz eden World Horizon ses veriyor. Uzunçaların yayınlandığı ilk günden itibaren nereye gidersem gideyim peşimi bırakmayan iki kayıt var: Monks ve Layers. Monks yerinde tınlayan enstrüman düzenlemeleriyle albümün ışık saçan kayıtlarından. Can Özen’in en iyi vokal performansını gösterdiği Layers ise kuşkusuz uzunçaların en güçlü ve ayakları yere en sağlam basan yanı. Dreamed at Dawn bütünlüklü yapısının ötesinde tekrara düşmeyen ve dolayısıyla dinleyiciyi sıkmayan bir akıcılık içerisinde yol alıyor. Yerli ve yabancı birçok festivalde The Away Days’i görmeye hazır olun. Çünkü her zamankinden daha güçlü ve daha derinden geliyorlar.

Comments are closed.