Birçok kişi Let It Be’yi The Beatles’ın son albümü sanır. Çıkış tarihi olarak öyle olsa da aslında grubun birlikte kaydettiği son şarkılar 1969 tarihli Abbey Road albümünde yer alır.
1969’un Ocak ayında The Beatles’ın albüm kayıt sürecini belgeleme hedefiyle başladığı Let It Be projesi pek iç açıcı bitmemişti. Grup içindeki bireysel farklılıklar ve fikir ayrılıkları yapımcı Phil Spector’un gelip şarkıları elden geçirmesiyle kendini iyice göstermişti. Yine de müzisyen olarak başka kimseyle yakalayamayacakları bir uyum vardı aralarında. Bu uyumu John Lennon şu sözlerle anlatır: “Her şeye rağmen The Beatles gerginlik olmadığı sürece birlikte gerçekten müzik yapardı. En çok özlediğim şey de bu. Birlikte çalarken sadece göz kırparak veya bir ses çıkararak birbirimizin ne yapmak istediğini anlardık.” Bu yüzden grup üyeleri her şeyi bir kenara bırakıp ortaya güzel bir iş çıkarmak için birlikte şarkı yapmaya devam etti. Esas prodüktörleri George Martin’i arayıp eski zamanlardaki gibi kaydedeceklerine söz vererek yeni albüm sürecine başladılar. Beyaz gürültü ve Moog synthesizer gibi yenilikleri kullanmaktan kaçınmadılar. John Lennon Come Together ile hem grubun, hem de popüler müziğin en meşhur ürünlerinden birini dünyaya sundu. Ringo Starr Octopus’s Garden ile yine hayal âlemine daldırdı. George Harrison ters köşe yaparak grubun en dokunaklı ve içten şarkılarından biri olan Something ile albüme katkıda bulundu. Frank Sinatra’nın “son elli yılın en iyi aşk şarkısı” olarak tanımladığı Something dışında başka bir şarkısı daha vardı elbette albümde: Sıkıntılı bir günde arkadaşı Eric Clapton’ın evinin bahçesinde yazdığı iç ısıtan ve şu anda Spotify’da The Beatles’ın en çok dinlenen şarkısı olarak yerini koruyan Here Comes the Sun. John Lennon’ın basit ama güçlü sözlere sahip ürkütücü, öfkeli ve tahrik edici I Want You (She’s So Heavy) aniden kesilen sonuyla şüphesiz birçok dinleyiciye suratına kapı kapanmış gibi hissettirdi. Beethoven’ın Moonlight Sonata’sının tersten çalınmış versiyonu üzerine kaydettikleri eşsiz vokal harmonileriyle cennete gitmiş ve melekler tarafından serenat yapılıyormuş gibi hissettiren Because da grubun belki de en masum ve kozmik şarkısı olarak bu albümde yer aldı. Albümün ikinci yüzü ise Sun King ve She Came In Through The Bathroom Window gibi Paul McCartney ve John Lennon’ın yazıp yarım bıraktığı küçük şarkıların birbirine dikilmiş hâli gibiydi. Birbiriyle alakasız gibi görünse de okyanusta birleşen nehirlerin kolları misali bu küçük şarkıların sonu da grubun veda şarkısı The End’e bağlanıyordu. Her bir üyenin enstrüman solosunun bulunduğu şarkının basit bir mesajı vardı: “Sonunda aldığın sevgi verdiğin sevgiye eşittir.” Zirvede bırakmıştı The Beatles. 1969 yılının o yaz gününde stüdyodan çıkarken muhtemelen bilmiyorlardı elli yıl sonra hâlâ o şarkıların her bir katmanını duymak isteyen hayranları olacağını veya her gün albüm kapağını taklit edercesine Abbey Road yaya kaldırımından akın akın insan geçeceğini. She Loves You’dan I Want You’ya uzanan “uzun ve dolambaçlı” bir yoldu onlarınki. Elli yıl sonra bile verdikleri sevgi karşılıksız kalmıyor. Daha nice elli yıllar da kalmayacağına eminim.