Yakın geçmişten günümüze müziğe dair elini neye atsa en iyisini yapan müzisyenlerden biri Thom Yorke. Anima bunun son örneği. (Yazı: Mert Uzbay)
Experimental rock’tan giriyor film müziklerinden çıkıyor yetmiyor elektronik müziğe de el atıyor ve orada da başarılı oluyor. Gerçekten ne yaparsa bir önce yaptığının üzerine koyarak, en iyi olacak şekilde yapıyor. Yorke, Anima’nın arkasında yatan ilhamı büyük ölçüde psikolog Carl Jung’un anima ve animus hakkındaki teorilerinden aldığını ve bunun baskın eril veya dişil kimliklerini dengeleyen ve kendilerini bilinçaltımızda tezahür ettiren gölge selleri olduğunu söylüyor. Nigel Godrich ve Thom Yorke birlikteliği bu albümde de devam ediyor. İkili daha önce Radiohead’in artık kült haline gelmiş albümleri olan Kid A ve Ok Computer’da da bir aradaydı. Paul Thomas Anderson’un yönettiği ve Netflix’te yayımlanan albümle aynı ismi taşıyan ve albümden üç parça içeren kısa filmi ise bambaşka bir yazının konusu olmakla beraber “On beş dakikada bir insan sinematografiye nasıl doyar?” sorusunun ekrana yansımış hali şeklinde kısaca özetleyebiliriz. Traffic şarkısındaki looplar ve sürekli kendini tekrar eden iç bunaltısına Twist’in iki synth arasına bolca serpiştirilmiş olan beatlerine ek Thom Yorke’un hüzünlü falsettoları eşlik ediyor. Özellikle Traffic şarkısı büyük şehir bunaltısının ve sıkışmışlığının notalara dökülmüş hali gibi. Beatleri, synthleri ve vokalleriyle albümün en güçlü parçası Traffic. Thom Yorke’un solo olarak yapmış olduğu her albümün kendine has bir dili var. Albümlerin bütünselliğini özümsedikten sonra vokalleri olmasa bile ya da vokallerini çıkartsanız bile tınılardan,beatlerden, seslerin ahenginden “Thom Yorke imzası taşıdığını” anlayabilirsiniz. Dawn Chorus ve I Am a Rude Person’da Yorke dilinin zirve noktasında. Dawn Chorus’un lo-fi, jazz-hopvari synthleri ile her ne kadar insana huzur veriyormuş gibi olsa da sözleri neredeyse her Thom Yorke şarkısında olduğu gibi iç acıtıyor. Bir şarkı fiziki bir hale bürünebilse ve ona dokunulabilse Dawn Chorus kesinlikle sarılmak isteyeceğim bir şarkı olurdu. I Am a Very Rude Person’da “Yaratmak için yok etmek zorundayım” diyor Thom Yorke neredeyse yaptığı her işte iç benliğimizi o an için önce yok edip sonra da baştan yarattığı gibi.