Kötü haber: Bu dördüncü albümde Multi-Love gibi büyük bir gösteri yok. İyi haber: Unknown Mortal Orchestra modern zaman eleştirisi yaparken hala psychedelic tavrın funk tarafında duruyor. Peki bu tek başına yeterli mi?
Yeni Zelanda kökenli Ruban Nielson’ın liderliğindeki ekibin hikayesi Portland’da bir evin garajında başladı ve grup en iyi senaryoyu bizzat yaşayarak sadece birkaç yıl içinde İstanbul’da kapalı gişe sahne alacak kadar ilerledi. Bu ilerleyişin büyük kısmını 2011 çıkışlı self-titled ilk albüm dahilinde değerlendirebiliriz. İzninizle her zaman söylediğimi tekrar edeceğim: En zoru ilk albümdür. On albüm sonra dönüp kariyerinize baktığınızda en kötüsü olarak ilk uzunçalarınızı görürseniz yine de ona saygıda kusur etmemeniz gerekir. Nielson ve kadroya zamanla dahil olan diğer üç üyeyle tam olarak burada buluşuyoruz, çünkü onlar ilk albümde yarattıkları enerjiyi bazen az, bazen ise çok miktarda yeni çalışmalarına taşıdılar. Bu ayın ilk haftasında gelen yeni stüdyo kayıtları Sex & Food’a bakınca bunu görebiliyorum. American Guilt’i öncü single özelinde yılın erken döneminde paylaşmışlardı. Üzerinde oynanmış vokal yönüne, boğuk garage rock sounduna hayran kalmıştım. İtiraf edeyim ki albümün bütününde de bu çizginin süreceğini düşünüyordum. Meğer Nielson’ın başka planları varmış. Dördüncü albümünde tüm beklentileri bir kenara bırakmayı ve sakin kalmayı tercih etmiş olmalı. Sex & Food içerisinde bulunan on iki şarkıyla rahat, koşturmacadan uzak ve tüm gürültülerinden arındırılmış erken dönem disco / funk işlerini akla getiriyor. Üst üste sıralanan The Internet of Love (That Way) ve Everyone Acts Crazy Nowadays adlı şarkılara kim itiraz edebilir ki? Temponun bilerek yükseltilmediği, bir majör konser yerine yirmi kişinin karşısında çalınması için hazırlanan bir albüm Sex & Food. En baştaki soruya dönecek olursak albümün kendi içinde söz konusu cevaba ulaştığını söylemek pekala mümkün. Gelgelelim hemen arkamızda Multi-Love’ın gölgesi bulunuyor. Sex & Food’un en büyük sorunu üç yıl önceki bu Unknown Mortal Orchestra albümünü takip ediyor olmasıdır. Nielson, Multi-Love ile kavga etmek ya da onu geride bırakmak yerine sakin kalıp benzer alanda ilerliyor. Arada şöyle büyük bir fark var ki bu kez nakarat yazımı ve şarkıların final bölümlerinde ritimler dinleyici için görkemli hale gelmiyor.