Weezer – OK Human

Albüm Kritik|

Birleşik Amerikalı indie rock gruplarının en meşhurları arasında sayılan Weezer’ın yaklaşık otuz yıldır hayatımızda olduğunu düşünürsek gündemde kalma kaygısı olan bir grup olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.

1994’te Blue Album ile başarılı bir çıkış yakalayan, daha karanlık bir sounda sahip Pinkerton ile hayranlarını şaşırtan, en bilinen şarkıları Island of the Sun’ın bulunduğu Green Album ile yeni milenyuma daha pop bir başlangıç yapan Weezer, daha sonra modern pop ile rock arasında gidip gelen albümler yayımladı. On dördüncü albümleri OK Human, grubun pandeminin gölgesinde geçen 2021’e merhaba dedikleri son çalışmaları oldu. Grubun lideri Rivers Cuomo, ta Weezer’ın kurulduğu 90’lı yılların başında Kaliforniya’da girdiği bir plakçıda kendine mükemmel ilhamı verecek bir albüm alma hedefiyle rafları karıştırıyordu. Led Zeppelin’in aynı isimli ilk uzunçaları ile The Beach Boys’un Pet Sounds’u arasında kaldı. Sonunda efsanevi Pet Sounds’u seçti ve bu tercihinin Cuomo’nun müziğindeki etkisi belki de en çok elli yaşında Weezer’la yarattığı OK Human’da kendini gösterdi. Birbiriyle bağlanan ve barok pop etkisi taşıyan şarkılar analog olarak otuz sekiz parçalık bir orkestra eşliğinde kaydedildi. Aslında 80’ler rock müziği ilhamıyla gitarın ön plânda olduğu Van Weezer albümünü çıkarmak vardı grubun plânlarında. Green Day ve Fall Out Boy ile çıkacakları ve 2000’lerin emo günlerini geri getirecekleri büyük stadyum turnesinde çalmak için çok uygun olacaktı bu albüm. Ancak 2020’nin başından beri kurtulamadığımız pandemi tabii ki bu turneyi de iptal ettirdi. Weezer da gitarlarını piyano ve yaylılarla değiş tokuş ederek bir süredir üzerinde çalıştıkları OK Human projesini hayata geçirdi. Radiohead’in OK Computer’ına selam çakan ismiyle OK Human’ın pandemi döneminde kaydedildiği her hâlinden belli. Cuomo, Playing My Piano’da üç haftadır saçını yıkamadığını itiraf edip Zoom röportajlarından bahsediyor, dinlediği sesli kitapları saydığı Grapes of Wrath’a bugünlerde birçoğumuzun hislerine tercüman olan şu sözlerle başlıyor: “Nefesimi hissedebiliyorum, çok güzel / Hayatımın battaniyesi gibi / Sonsuza kadar burada kalmama izin ver / Bu klasik inkâr durumunda.” Ayrıca neredeyse gençlerin “OK boomer” diye kendisiyle dalga geçilebilecek bir yaşta olduğunu hissettiğini de kırılgan Bird With A Broken Wing’de ve teknolojiden yakındığı Screens’de açıkça dile getiriyor. Brian Wilson’ın Pet Sounds’da içini döktüğü kadar olmasa da Cuomo’nun yazdığı en kişisel ve samimi sözlerden bazılarını barındıran bir Weezer albümüyle karşı karşıya olduğumuz kesin. Ancak yine de OK Human’da müziğin sözlerden daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Yirmi üç saniyelik leziz enstrümental Everything Happens For A Reason’ın Here Comes the Rain’e geçiş bölümü bile bunun kanıtı. İnsanı pozitif enerjiyle dolduran, albümün en güçlü anı burası. Bu dönemde insanı gülümsetmeye, dans etmeye ve mutlu hissettirmeye davet eden bir albüm OK Human. Bu da fazlasıyla yeterli.

Comments are closed.