Yaşamın zavallılığı ve hayal gücünün yüceliği

Göz|

Hayal-gerçek. Güzel-Çirkin. İçten-Sahte. Var-Yok. İyi-Kötü. Tam-Eksik. Cesur-Korkak. Saf-Kirli. Acımasız-Merhametli. Turist-Yerli… Bütün bu karşıtlık, bize mutlak gerçeğin ya da mutlak güzelin ya da mutlak somutun ya da daha birçoğunun mutlak var olamayacağını söylemez mi? Muhteşem güzelliği arayan gerçekten bulabilir mi? Ona bulacağını düşündüren nedir?

“Yolculuk etmek çok işe yarar, düş gücünü çalıştırır / Gerisi yalnızca düş kırıklığı ve yorgunluktan ibarettir / Bizim yolculuğumuz ise tümüyle düşseldir / Gücünü buradan alır / Yaşamdan ölüme doğru gider /İnsanlar, hayvanlar, kentler, nesneler her şey düşlenmiştir / Bu bir romandır / Yalnızca düşsel bir öyküdür / Böyle buyurmuştur Littre ki o asla yanılmaz / Kaldı ki herkes aynı şeyi yapabilir / Gözünü yummak yeterlidir.” Céline’in Gecenin Sonuna Yolculuk  adlı eserinden alıntıyla başlıyor The Great Beauty. 

Roma’nın ‘muhteşem’ atmosferinde genç yaşta kaleme aldığı ve İtalyan edebiyatının başyapıtlarından sayılan The Human Apparatus isimli romanı ile bir anda şöhrete kavuşan bir yazar Jep Gambardella. Ayrıca karizmatikliğiyle de müthiş ilgi toplayan Jep Gambardella Roma sosyetesine kabul edilip bundan sonraki yaşamına kitap yazarı değil, köşe yazarı olarak devam ediyor. Sonrası partiler, eğlence, şatafat… Romanını yazdığı andan filmin başlangıç anı olan altmış beşinci yaş gününe kadar geçen sürenin özeti. Bütün bu sahte yaşama ne kadar uzak olduğunun farkında olmasına karşın ortama kusursuz uyumu sayesinde istediği an ortamdan izole olmayı da başarıyor. Bu becerisi, yani mutlak bir şey olmama, sayesinde hayatta kalabiliyor altmış beş yaşına kadar Jep. Ancak doğum gününden sonra yepyeni bir farkındalıkla karşı karşıya: Yaşamın zavallılığı, hayal gücünün yüceliği. Düş gücünün sonsuzluğu, bilinmeyenin ve ulaşılamayanın saflığı.

Tanrı, bilgelik, ilk aşk, çocuk, yuva, mutluluk, güzellik… Sadece gözünü yummakla ulaşabileceğin kadar yakın, düşsel bir yanılsama. İnsanlar, hayvanlar, kentler, nesneler düşlerde güzel. Ulaşılamayan her ne ise o güzel. Güzellik değişen aralıklarla imgeler halinde yalnızca. Yaşamsa güzellik yanılsamasına ulaşınca ya da hiç ulaşamayınca duyduğumuz hayal kırıklıklarının bütünü. Bunların hepsi insan yaşamının zavallılığını, sefilliğini gözler önüne seriyor. Yaşam Celine’in söylediği şekilde bir yolculuksa eğer sonu bir uçurum, bir boşluk olmalı. Ulaşmanın, sonunda anlam aramanın anlamsız olduğu bir rüya. Öyleyse Celine’in dizelerinde olduğu gibi yaşamdan ölüme gidilen gecenin sonuna yolculukta yalnızca yolculuk olmalı işe yarayan, anlamlı olan.

Sahte-İçten karşıtlığını iç içe geçirdiği koca düğüm sayesinde sağ kalmayı başarabilen Jep düş-gerçek çatışmasını da yoğurmaya girişiyor. Yatak odasının tavanında dalgalanan denizi, ilk aşkıyla genç Jep’i, sevişmek zorunda olmadan sohbet etmeyi düşlüyor. Roma beliriyor hep tüm güzelliğiyle. Dolaşıyor Roma’nın en güzel köşelerini. Bir gün kilisenin çocukları onu karşılıyor. Başka bir gün bir Zürafa illüzyonla kayboluyor. Bir gün güzel Ramona ona eşlik ederken diğer bir gün kendisi gibi Roma’ya gelip yerleşen arkadaşı Romano’ya veda ediyor.  Her gecenin sonuna uzanan bir ritüel onunki. Yıllarca aradığı muhteşem güzelliği bulmak için yaptığı yegâne şey.

Ancak Jed’i en çok etkileyen, gerçeğe ve güzelliğe aynı anda yaklaştırıp uzaklaştıransa her gün kendi fotoğrafını çeken sanatçının sergisini izlediğinde olmalı. Bütün bu fotoğraflardan hangisi sen? Geçmişteki seni ne kadar sen olarak hissedebilirsin ki? Geçmişteki sen gerçekten var mıydın? Peki yaşananlar ne kadar gerçek olabilir? Öyleyse bütün bunlar bir aldatmaca. Filmin sonunda rahibe Maria’nın “Neden ikinci kitabını yazmadın?” sorusuna “Muhteşem güzelliği arıyordum Roma sokaklarında ama hala bulamadım” yanıtı filmin cevabı derken Jed yeniden roman yazmaya karar veriyor. Belki de yalnızca yolculuğuna eşlik etmek için.

———

2014’te Yabancı dilde En İyi Film Oscar’ını kucaklayan Muhteşem Güzellik, müthiş ilgi çekici ve bir o kadar sıradan olan insanın zavallı hayatını, müthiş ilgi çekici Jep Gambardella üzerinden gözler önüne seriyor.

———

Yazar Jed Gambardella’ya hayat veren oyuncu İtalya’nın en sevilen aktörlerinden Toni Servillo. Yönetmen Paolo Sorrentino ve Servillo birlikteliğine başka birçok filmde de rastlıyoruz. Bu birlikteliğin en sonuncusu ise İtalyan başbakan Silvio Berlusconi‘nin hayatını anlatan 2018 yapımı Loro. Servillo bu filmde Berlusconi’ye hayat veriyor ve yine başrolde. The Great Beauty’deki oyunculuğu ise kesinlikle izlemeye değer.

Film konusundan çok, karakterin derinliği ve özgünlüğünden ötürü olacak ki 2014 Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar ödülünü kucaklamakla kalmayıp başka bir çok festivalin de büyük ilgisini çekiyor. Müzikte ise Roma’nın tarihi dokusuyla neredeyse iç içe geçmiş bir My Heart’s in the Highlands var. Eminim müthiş Roma görüntüleri de filmin ödül almasına büyük katkıda bulunmuştur. Ödüller burada pek önemli değil aslında. Film seni çarpıyor. Anbean, adım adım içine çekiyor. The Great Beaty tarihe düşülen bir not. Harfler oldukça büyük.

Comments are closed.